Polyana ekonomisi!

Bu ülkeye dair en sevdiğim sözlerin başında "taş düşebilir, ayı çıkabilir" gelir. Ama bu sadece Türkiye'ye dair değil, tüm dünya için de geçerli. Yani aslında hayatın bizzat kendisi için. Hele hele dünyada her şeyin hızla değiştiği bir ortamda her an her şey ile karşı karşıya kalabileceğini bilmeden hareket etmek büyük yanlış olur.Düşünsenize daha çok değil iki yıl önce küresel bir salgın yaşadık. Evlerimize kapandık. Bambaşka bir hayata yelken açmıştık. Bir ara hiç bitmeyecek gibiydi. Daha salgın bitmeden hemen kuzeyimizde bir de savaş başladı. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, gerilim başladığı andan bu yana bütün dünyada ekonomik olarak ciddi etkiler yaratmaya başlamıştı. Şimdi o etkiler derinleşiyor. Petrol fiyatlarındaki artış, emtia fiyatlarındaki artış, ekonomiler arasındaki ilişkilerin zayıflaması ve bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin finans piyasalarındaki gelişmeler nedeniyle karşı karşıya kaldığı sıkıntılar büyüyerek devam ediyor.Bunu öngörebilmek elbette ki mümkün değil.Ama işte en başta söylediğim gibi her an her şeyin olabileceği bir dünya için hazırlıklı olmak mümkündü. Ekonomide, dış politikada, tarımda kısacası her alanda olası bir olumsuz senaryoyu da aklımızın bir kenarında tutarak hareket etmek her zaman mümkündü.Hükümet ise tam tersini yaptı.Olumsuzlukların ortasında dahi her şey mükemmel gidecekmişçesine politikalar geliştirdiler, uygulamaya başladılar. Bize de bunu anlattılar durdular. Yarın daha iyi olacak, her şey yolunda gidecekPandemi bitecek, bu yaz turizm gelirleri uçacak.Enerji fiyatlarındaki artış zaten geçici, bu fiyatlar düşecek ve elektrik, doğalgaz faturaları düşecek. Dolardaki zıplama zaten dışarıdan kaynaklı, dünya normalleşince dolar da düşecek.Dolar düşünce, yaz aylarına kalmadan enflasyon da pıt diye düşecek.Biz ise hep sorduk, ya öyle olmazsaSonra da yanıtladık.Eğer öyle olmazsa bizi kötü günler bekleyecek. O günlere