Herkes işini yapmalı!

Belki dikkatinizden kaçmıştır. Perşembe günü, daha önce Hazine ve Maliye Bakanı tarafından "önemsizleştirildiği" söylenen politika faizi için Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu toplantısı yapıldı.Toplantı sonucu politika faizi yüzde 14'te sabit tutuldu.Bu manşetin dışında Merkez Bankası bir de metin açıklıyor. Bu metinde politika faizinin neden sabit tutulduğunu özetliyor. Çok fazla teknik detaya girmeyeceğim. Bu metinde özet olarak şöyle denmiş:"Amacımız liralaşmanın sağlanması ve cari fazla verilmesi. Sonrasında enflasyon kendiliğinden düşecek ve elbet bir gün yüzde 5'e inecek!"Diyeceksiniz ki bu yeni bir şey değil. Elbette değil de Merkez Bankası'nın resmi metinlerinde bunu görünce insan bir kez daha üzülüyor. Bütün dünyada ve Türkiye'de de merkez bankalarının asli görevi "kısa vadede" fiyat istikrarını sağlamak. Dünyanın geri kalanında merkez bankaları bu yolda son dönemde bir hayli de proaktif bir rol üstlenmiş durumda.TCMB ise tam tersi bir yol aldı.Kısa vadede yapması gereken işi bir kenara bırakıp iki tane göreve odaklandı.TL'nin bu seviyelerde kalmasını sağlamak.Türkiye'nin cari fazla vermesine katkı sunmak.Neye benziyor biliyor musunuzİç hastalıkları uzmanına diş çektirme görevi vermek gibi.İşte bunu yaptığınızda hastaya ne olacaksa maalesef Türkiye ekonomisinde de kısa bir süre sonra olacak o gibi görünüyor.NedenBirincisi TL'nin bu seviyelerde kalması bir pamuk ipliğine bağlı. Bu pamuk ipliği en çok da ekonomideki genel döviz ihtiyacı ile ilişkili. Ekonominin ithalat ve ihracat dengesi kritik öneme sahip. Hükümet artmasını beklediği turizm gelirlerini de dikkate alarak cari fazla verileceği beklentisine sahip.Ama bu beklentiler bir hayli riskli bir hal aldı.Birincisi ihracat-ithalat dengesinin ihracat lehine değişeceği beklentisi. Ancak özellikle küresel enerji fiyatlarındaki artış bu dengeyi bozdu. İşin kötü tarafı daha da bozacak gibi.Pandemi öncesine göre bir kıyaslama yapayım. 2019 yılının ilk altı ayında petrol fiyatları ortalama 60 doların biraz altında seyretmiş. Bu dönemde enerji ithalatı 8 milyar dolar civarında gerçekleşmiş. Şimdi petrolün varil fiyatının 90 dolar civarında olacağını varsayarsak enerjinin faturası kabaca altı ayda 12 milyar dolara çıkacak.Yani basit bir hesapla Türkiye'nin enerji ithalatından kaynaklı dış ticaret açığı miktarı aynı bile kalsa sadece fiyat artışından kaynaklı olarak önümüzdeki altı ayda 4 milyar dolar artacak. Yine biliyoruz ki enerji talebi de geçtiğimiz yıllara göre daha yüksek. Yani bu 4 milyar dolar en iyimser artış olacak!Enerji dışı ithalat ve ihracat farkının da hükümetin