Yeni Macron çağı

"Batı demokrasileri, Avrupa'nın merkez üssünde bulunduğu bir kriz yaşıyor. Sosyal ağların, enformasyon kanallarının baskısıyla aklıselim sesler duyulmaz oldu. Sürekli bir öfke ve yükselme hali içindeyiz. Fransa'nın Paris komünü, 68, Sarı Yelekliler ülkesi olduğunu da unutmayalım."Nicolas Sarkozy Fransa'nın demokrasi krizini böyle özetliyor. Burada iki husus çok çarpıcı: İlki bu "kral çıplak" itirafının tam da şu sırada demokrasilerle otokrasiler arasında cereyan ettiği söylenen bir Rusya-Ukrayna savaşı zamanlamasıyla çakışması... İkincisi, bu sözlerin zaten bundan 15 yıl önce "demokrasiler krizde olduğu için" cumhurbaşkanlığına gelebildiği söylenen bizatihi Sarkozy'nin ağzından çıkması. Üzerinde sayfalar yazılabilecek paradokslar bunlar.Sadece şu kadarını söylemekle yetineyim: Fransız tarihçisi Emmanuel Todd, tam Sarkozy yıllarında (2007-2012) kaleme aldığı "Demokrasiden SonraApres la democratie" adlı kitabında kritik bir yol ayrımına gelindiğini söylüyor; "Demokraside ağır bir kriz yaşanmasa, Sarkozy gibi agresif, dengesiz, narsisist, zengin hayranı, ekonomi-diplomaside kifayetsiz biri cumhurbaşkanı olabilir miydi" sorusunu soruyordu. Fransa demokrasisinin çürümekte, çözülmekte olduğuna dikkat çeken tarihçi, içte Müslüman göçmenleri, dışarıda da AB kapısından ötelediği Müslüman Türkleri hedef yapan, böylece Le Pen'ciliğin "normalleşmesine" katkıda bulunan Sarkozy'nin, bu çürümenin eseri olduğunu değerlendiriyordu. JETON YENİ DÜŞTÜ Eski Fransa Cumhurbaşkanı 15 yıllık bir gecikmeyle şimdi "demokrasi krizini" keşfediyor. Jeton yeni düşüyor. Sarkozy'nin bu açıklaması niye önemliÇünkü Macron artık ayyuka çıkan "demokrasi krizini", yolsuzluk davalarıyla anılan bu eski selefini de yanına alarak aşmayı düşünüyor. Bir bakıyoruz ki Sarkozy, siyasi kulislerde yeniden başköşeye yerleşmiş. Tam sahneden çıktı derken en beklenmedik yerden -Macron'un 2. kez başkanlığa seçilmesi ardından "yeni bir çağ" vaat ettiği anda!- kafa çıkartıyor. Gel de statükocuların değişimini "her şeyin bilhassa olduğu gibi kalması için planlamak" olarak tanımlayan İtalyan yazar Tomasi di Lampedusa'yı anma...Bir yandan "yeni çağdeğişim" vaadi verirken bir yandan da Macron'un, Sarkozy'nin "akil adamlığı" ile bir arada anılması da böyle köklü bir statükoculuğu çağrıştıyor.Fransa Cumhurbaşkanı'nın yüzde 58'lik bir zafer sağlaması, Avrupa'ya kuşkusuz rahatlama sağladı. Rahatlamanın ömrünü, hazirandaki parlamento seçimleri ve Macron reformlarının çapı belirleyecek. Yirmi yıldan bu yana Macron 2. kez seçilebilen tek başkan. Ama aşırı sağ da bunun karşılığında yüzde 42'lik bir tarihi rekor elde etti. Merkez sağ-merkez sol partiler enkaz oldu. Katılım rekor seviyelerde düştü. Geride