Yaşasın antifaşizm...

Yıl 1968. Almanya da Hristiyan Demokratların bir kongresi yapılıyor. Muhafazakar Şansölye KurtGeorg Kiesinger söz alacak.

29 yaşındaki Beate Künzel isimli genç bir kadın kürsünün önüne geliyor. Nazi geçmişten gelen Şansölye'nin yüzüne savurduğu bir tokat eşliğinde "İstifa et Nazi!" diye bağırıyor.

Bu, Alman yakın siyasi tarihinde kilit önemde bir olay. Kiesinger zira bu skandalın ardından siyaseten yalnızlaşıyor.1969 daki genel seçimleri arkadan "direniş" ve "antifaşizm mücadelesinin" simgesi sosyal demokrat Willy Brandt'a kaybediyor.

Beate Künzel'in tarih yazan tokadı aklıma, Milano Scala Operası'nın açılışına damga vuran 65 Marco Vizzardelli'nin taze protestosuyla geldi...

Her yıl Aralık'ın ilk haftasında yapılan Scala Operası'nın efsanevi prömyerleri öteden beri hep kah şıklıkla, kah siyasetle, kah sanatla olay olur.

Bu yıl siyaset hepsinin önüne geçti

İspanya Kralı II. Felipe ve oğlu Carlos'la engizisyon istibdatını konu alan "Don Carlos" operasının açılış gecesi için bilhassa seçilmesi zaten baştan "güç mücadelesi" ve "güçlülere" bir göndermeydi.

Operanın neo-klasik salonlarını nitekim her zamanki gibi iş dünyası, gazeteciler, sanatçılar, siyasetçilerin önde gelen isimleri doldurmuştu.

PROTOKOL BOŞALINCA

Ancak heyhat zirvedeki en önemli iki büyük isim devlet başkanı Sergio Mattarella ile hükümet başkanı Giorgia Meloni, protokol koltuklarını bu yıl boş bıraktılar.

Protokol locası, Scala'nın tarihinde oysa en az sahne denli ilgiyle gözlemlenen bir yer.

Locada kim var Kim yok Yoksa neden yok Günlerce bu sorular kamuoyunda malzeme edilir.

"Baba" profilli 82 yaşındaki sevilen Cumhurbaşkanı Mattarella, anlaşılan bu yıl, bayılmadığı aşırı sağın sembol adlarıyla dip dibe oturmak istememişti.

Başbakan Meloni de beri yandan, babacan "Mattarella'nın kurumsal şemsiyesi" altında olmayan locada, izleyiciden aşırı sağa yönelebilecek olası sivri tepkilerden kaçınarak ön almayı ve gelmemeyi yeğlemişti.

Ülkede siyasetin nabzını arena misali ölçen Scala locasında Mussolini hayranlığı ile malum Senato Başkanı Ignazio La Russa ile yabancı karşıtlığıyla nam salan Matteo Salvini bu itibarla ön planda başbaşa kaldılar.

Evdeki Mussolini büstü kolleksiyonu ile olduğu denli kurnazlığı ile tanınan La Russa, izleyecilerden muhtemel tepkileri püskürtmek amacıyla ülkenin 93 yaşındaki en ünlü Auschwitz mağduru senatör Liliana Segre'yi bir oldu bittiyle protokol locasına aldı ve yanıbaşına oturttu.

Amacı bariz biçimde "Bir Auschwitz mağduru ile kol kola oturan eski bir Mussolini sevdalısından ne zarar gelir ki" algısı yaratmaktı.

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.

Ulusal marş öncesinde salondan evvela sürpriz bir "Faşizme Hayır!" sloganı yükseldi. Marşın akabinde perdenin yükselmesini bekleyen sessizlik içinde sonra bir "Yaşasın anti-faşist İtalya!" haykırışı duyuldu...

ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YER

Haykırışın sahibi yaşını başını almış opera tutkunu bir spor gazetecisi Marco Vizzardelli idi.