Putin doktrini

"Kişisel kanaatim Rusya'da kesinlikle işleyen bir demokrasi olmadığı ya da rejimin elbette totaliter olduğu yönünde ama bu ayrı bir konu" diye yazıyor "Ayı ile yatağa girmek" başlıklı yazıma uzun bir cevap kaleme alan eski bir okurum. Yanıtın tamamı bu köşenin boyutlarını aştığından, en çarpıcı bulduğum bölümü aktarıyorum:"Pek âlâdır ki totaliter bir rejim veya bir diktatör ülkesi için doğru bir şeyi yapıyor olabilir ve hatta yaptığı şey bölge ve dünya barışı için iyi bile olabilir. ABD ve uydusu Birleşik Krallık, demokratik olmalarına rağmen pekâlâ onlarca haksız savaşa ve yıkıma yol açmışlardır. Sadece demokratik ülkelerin doğru kararlar verdikleri ya da uluslarının menfaatlarını güttükleri yolundaki indirgemeci bakış açısı yanlıştır. Batı dünyası, ülkelerin demokrasi yetersizliklerini emperyalizmi yayma aracı olarak kullandığından Putin veya Rus demokrasinin yetersizliği üzerinden yapılan değerlendirmeler fazlaca Batıcı görülebilir."Okurumuz "Demokrasi olur kimseye faydası olmaz, diktatör olur halkına, bölgesine, hatta dünyaya yararı olur" diyor özetle.. Demokrasinin içsel değerini son sıralara öteleyen relativistgörece bakışa bir örnek. Bu görece bakış, 2000'ler başında BBC'de izlediğim bir büyük Rusya röportajını aklıma getirdi. Devasa ülkeyi karış karış gezen BBC muhabiri röportajın sonunda, "Bu topraklarda Batı'dakine benzer demokrasi, özgürlük, insan hakları talepleri yok" diyerek ekliyordu: "Rusların talepleri öncelikle kanun, nizam ve de istikrar." TOPLUM MİLİTANLAŞACAKYukarıdakine benzer okur mektupları aldığımda bizim ülkemizin Rusya'ya ne kadar benzediğini düşünüyorum. O BBC röportajını zaten bunca sene aklımda tutmamın nedeni bu. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ve de özgürlüklere esasa dair önem atfeden kimse -emperyalist Batı tarafından bu değerler ne kerte araçsallaştırılırsa araçsallaştırılsın- "Bir diktatör veya totaliter rejim gereğinde ülkesi, bölgesi ya da dünya için doğru şeyi yapıyor olabilir" cümlesini kuramaz. Batı demokrasilerinin derin bir dekadans yaşadığı evet doğru; popülist, ırkçı liderler, hareketlerin ivme kazandığı, bunların demokratik değerlere tehdit oluşturdukları doğru. Batı demokrasilerinin keza Irak, Afganistan, Suriye, Libya gafletlerinin önüne geçemedikleri, Putin'in bu trajedileri bugün Batı ile skor yapmak, "Siz yaparken oluyor da biz yaparken mi olmuyor" diyerek kullandığı doğru. Ama en çaptan düşmüş halinde bile bugün Batı demokrasilerinde tüm bunları masaya yatırmak, sövmek ve yermek serbest. Gazeteciler bu nedenle hapse girmiyor, kellelerini ortaya koymuyor, ülkelerinden göçe zorlanmıyorlar. Otoriter rejimler ve diktatörlüklerde ise bu haklarınız bulunmuyor. "Reis" ne derse o! Hemen hizalanmaya mecbursunuz. Uysa da uymasa da otoriter lideri papağan gibi tekrarlamak ya da hepten "susmak", ağzınıza geleni yutmak, aklınıza geleni unutmak, "mış" gibi yapmak zorundasınız. Rusya'da yaşananlar bunlar. Göz önünde cereyan eden bir işgal için Rus medyasında "savaş" sözcüğü kullanılamıyor. Muhalif basın susmuş, susturulmuş, göçe zorlanmış, pıstırılmış, tamamen sindirilmiş durumda. Corriere della Sera'ya konuşan "Putin doktrini"