Garip bir seçim

Kızılcık Şerbeti'ne RTÜK 5 hafta yayımlanmama cezası kesmiş.Sebep: Kadına şiddetin özendirilmesi. Güleyim mi, ağlayayım mı şaşırdım.İktidar partilerinin Cumhuriyet tarihinin en kadın düşmanı öğeleriyle yan yana geldiği bir iklimde, RTÜK bir kurgunun, "kadına şiddet" sahnelerine takılmış. Kıyamam...Bir yanda iktidara ortak olmaları halinde kadına şiddeti cezalandıran tüm yasaları sıfırlamaya, yok etmeye yeminli "Cumhur İttifakı" paydaları var...Kadının kazanımlarından yoksun kalmasını önemsemiyor. Tam tersine sözde "aile huzuru"(!) namına korunaksız bırakılmasını yeğliyor. Diğer yanda RTÜK, popüler dizi Kızılcık Şerbeti'ndeki en sürükleyici karakterlerinden biri olan Nursema'nın istemediği bir erkekle baş göz edilmesi ve gerdek gecesinde camdan atılmasından rahatsız oluyor. Göz yaşartıcı sahiden. Şiddet bağlamında hangisi acaba daha özendiriciSanal bir dizinin, hayal ürünü sahneleri mi Kadın üzerinden tüm yasal koruma kalkanlarının kaldırılması mı"Tutarlılık Şark'ta aranan bir erdem değildir" denir... Oryantalist bir bakış ama gerçek bu: Kadına şiddeti dizilerde sakıncalı bulan iktidar unsurları eşzamanlı olarak, bu şiddeti tırmandırması kaçınılmaz olan siyasi hamlelere karşı duyarsız ve sessiz kalmayı seçiyor. Cumhur İttifakı, kadının şiddetten korunması amaçlı 6284 sayılı yasanın yok edilmesini arzulayan Yeniden Refah Partisi ve Taliban çizgisindeki HÜDA PAR'a saflarını açmaktan çekinmiyor... Kızılcık Şerbeti'ne ceza yağdıran RTÜK'çüler, "Cumhur İttifakı"nın kadın düşmanı öğeleri için acaba ne düşünüyor, ne diyorlar merak ediyorum. Hiç düşünüyorlar mı Onu da merak ediyorum. 'DÖRT P' ÇEMBERİUnutmamamız gereken bir gerçek var: O da içinde bulunduğumuz sistemin bir "seçimli otokrasi" olması. Seçimli otokrasinin en kısa tanımı, kural tanımamazlığı. Evet seçmene bir sandık getiriliyor. Ama sandığı demokratik norm ve standartlar yönetmiyor. Kampanyadan oy sayımına ve seçim sonuçlarının açıklanmasından onayına dek sistemi, en son İstanbul seçimlerinde tanık olduğumuz üzere adı üzerinde "otokrat" şartlıyor. Seçimi bu yüzden kıl payı farkla değil, açık ara almak hayati önem taşıyor. Seçimli otokrasilerin formülü "3 P" üzerine kurulu: "Popülizm", "polarizasyonkutuplaşma", "post gerçek" namı diğer "dezenformasyon"...Buna önceki gün İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın kurşunlanması örneğinde gördüğümüz üzere bir "4. P"yi, "provokasyon"u ekleyebiliriz... Provokasyon, diğer deyişle "şiddet", "korku" ve "gerilim" boyutu "seçimli otokrasi" kampanyasının olmazsa olmazına dönüşebiliyor. Sandığa bir demokrasi şöleni ile değil de bir korku ve gerilim filmi