Zaman, zemin ve şartları doğru okumak
Kavram ve anlamların insan ve toplum hayatı için fark edilmesi hayatî önem arz eder.
Zamanı, şartları, hayatın bütünüyle öz mana ve önemini anlatan da İlâhî emir ve yasaklardır.
Her derde bir çözüm üreten Bediüzzaman yaşadığımız asırla, geçmiş asırların farklarını, İlâhî kanunlardan dünyevîleşme, arzîleşme ve sapmanın neticelerini net olarak şöyle yorumlayarak tespit eder.
"Her zamanın insanlarınca kıymetli addedilerek efkârı celb fikirleri cezbeden eden cazibedar bir meta mergubdur rağbet edilen bir durum vardır. Meselâ, bu zamanda en rağbetli, en iftiharlı, siyasetle iştigal meşgul olma ve dünya hayatını temin etmektir. Selef-i Salihîn asrında geçmiş âlimler zamanında ve o zaman çarşısında en mergub meta, Hâlık-ı Semavat ve Arz'ın marziyatlarını Yaratanın isteklerini ve bizden arzularını kelâmından istinbat etmek anlam çıkarmak ve nur-u nübüvvet Peygamberlik nurunu ve Kur'ân ile kapatılmayacak derecede açılan ahiret âlemindeki saadet-i ebediyeyi kazandırmak ve vesâilini vesilelerini elde etmek idi. Bu itibarla, o zamanlarda bütün fikirler, kalpler, ruhlar marziyat-ı İlâhiyeyi Allah'ın arzularını bilmek ve öğrenmeye müteveccih idi.yönündeydi Bunun için, istidad ve iktidarı olanlar o zamanlarda vukua gelen bütün ahval haller ve vukuat olaylar ve muhaverattan sohbetler ders almakla, içtihadlara zemin teşkil eden yüksek istidadlar vücuda gelirdi. Şimdi ise fikir ve kalplerin teşeddüdü, ayrılık ve dağınıklığı inayet ve himmetlerin zaafiyeti, yardımlaşmanın zayıflaması insanların siyaset ve felsefeye iptilâ ve rağbetleri yüzünden bütün istidadlar fünun-u hâzıra mevcut bilimler ve hayat-ı dünyeviyeye müteveccihtir. Ahkâm-ı diniyeye dinî hükümlere sarf edilecek müstakim bir içtihad yoktur." (M. Nuriye, s. 104-80)
Özet olarak; geçmiş İslâm ümmetinde maneviyat, ahlâk, doğruluk, fazilet hâkimdi. Şimdi, başta siyaset, felsefe, menfaat, başarı, dünyevîleşme hâkim hâle geldi. Topluma bu doğru olamayan anlayış hâkim oldu. Kitlelerin önceliği "Dünya hayatı, zevk, menfaat, siyaset, başarmak... Makam mevki, mal mülk sahibi olmak... Meşruluktan, ahlâktan, adaletten, hukuktan sapmak... Hep kazanmak ve başarmak... Bütün amaç, hedef, plan, program, gündem ve ajandada bunlar var. Bütün bunların dünya neticesi de problem, zorluk, hüsran, kavga, terör, adaletsizlik, tarafgirlik, zulüm, dikta, stres...
İlâhî, Kur'ânî, semavî, manevî olan hedeflerde, daima huzur, saadet, tamir ve rahatlama var.
Yaratıcı tarafından kâinata konan İlâhî kanun, irade ve kudrete bağlı olarak meydana gelen; müspet, menfî her olaydan ders ve ibret çıkarmak önemlidir. Meselâ, gelen musibet ve hastalıktan ders çıkarmak. Yağmurda rahmet, baharı yeniden dirilme, rüzgârı hizmetkâr, yıldırımda kudret, ışığı nur olarak görebilmek. Kâinattaki fıtrî ve tekvinî ayet ve kanunları doğru okumak ve uymak. Allah'ı daha iyi tanıyıp ona ibadet etmek. İlâhî iradenin, vahiy, ilham, sünuhat olan mesajlarını alabilmek!