Risale-i Nurlar ve İslam dünyasındaki önemine bir bakış - 11

FAS ÜNİVERSİTESİNDEN MUHAMMED SUNUSİ: Sunumu şöyleydi:

"Bu organizasyonu yapanlara çok teşekkür ederim. Burada oturmaktan şeref duyuyorum. Risale-i Nur Müslümanlar üzerinde tesirini arttırarak yoluna devam ediyor."

"Müslümanların ihlâsları var ancak İslamiyet'i anlama noktasında problemleri var. Bu anlatma hizmetine nereden başlayacağız Benden önce çok yağlı yoğurtlar yediniz onun için benim anlatacaklarıma midede yer kalmadı."

"Said Nursi Müslümanların vahdeti üzerinde durmuş, safları birleştirmiş, engellere dikkat çekmiş, fer'i engelleri göstermiştir bunlar bu zaman için çok önemlidir."

"Eğer siz aziz bir hayat istiyorsanız mukaddes ittihat halkasına girin mü'minler ancak kardeştir. Şikak ve nifakın neticeleri ortadadır. Bu asırda en geri kabileler bile tehlikeyi bir araya gelerek bertaraf ediyorlar." "Said Nursi ittifakta ısrar ediyor. Fitne ve tefrikanın güç zayıflatacağını, ittifakın en önemli İslami bir vazife olduğunu vurguluyor. Zaman cemaat zamanıdır. Zayıf bir insan bu kadar yük yüklenemez. Şahıs sarsılır. Bu toplumsal bir sorumluluktur. Herkes bir tarafından tutmalıdır. Said Nursi iğne üreten fabrika misalini veriyor. Üç iğneye mukabil üçyüz iğne sahibi olmanın yolunu gösteriyor. İttihad-ı İslam için bu temel meseleyi çok iyi görmeliyiz. Önemli olan temel mesele fıtratlar farklı olmasına rağmen, ekseriyete dikkat çekiyor. İhtilafın bile bir adabı olduğunu beyan ediyor. Müsamahaya davet ediyor."

"Said Nursi en zayıf dönemde en istibdatlı dönemde yaşamış fakat hiç şaşırmamış, ümidini kaybetmemiş, sabırsızlığa girmemiştir. Kalbi rabbine inandığı için çok sabit ve kuvvetliydi. İstilâ zamanlarında bana ne insanlardan dememiştir. Bitlisin tahliyesi esnasındaki gayret ve çalışmaları buna en güzel örnektir. Ona göre yeis bütün kemalâta manidir. Yeisi bir kanser gibi görmüştür."

Mısır Kültür Ataşesi DR. TARIK ABDÜLCELİL fikirleri şöyleydi:

"Risale-i Nur kalkınmanın, gelişmenin temelidir. Osmanlı devleti yıkılınca bazı düşünürler medeniyet problemlerimizi başka sebeplere bağlamıştı. Kimi ihtilâf, kimi vahdet. Kimi siyasi kriz, kimi afakî kültürel sessizlik. Kimi batıya açılmadığımıza bağlamış. Seyyid Kutup siyasi krize bağlamış. Fehmi Ced, kültürel, afakî ufuksuzluğumuza bağlamış. Tahtavi'nin de bazı görüşleri var. Herkes bir problem ve sebeb ortaya koymuş. Said Nursi de bu çileyi çekenlerden biri. Ancak Said Nursi hareket noktasının belli ediyor. Meseleyi imani boyutuyla ortaya koyuyor. Bütün kalkınmaları iman üzerine bina ediyor. Allah'a dönme tecdidin gerçek noktasıdır. Ancak sosyal realitelerle bunun nasıl gerçekleştireceğiz Metot ve üslup ne olacak Eski Said, Yeni Said çizgisinde neler kaldı Neler değişti Kalkınmada buna bakmamız lâzım. Bunun bir müfredatı var. Sizlere altı nokta vereceğim:"

1. "Kur'an toplumun inşasında en temel müessistir."