İman, inanç hassasiyeti ve önemi - 1

"İman, Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselâmın tebliğ ettiği zaruriyat-ı diniyeyi tafsilen ve zaruriyatın gayrısını icmalen tasdik etmekten hasıl olan bir nurdur."1

İnsanlık için olmazsa olmaz şart imandır. Çünkü iman, insanı, canlı cansız âlemlerdeki bütün olay ve varlık sebeplerini mutlak kılan bir vacibliği peşinen kabul etme zaruretidir! Bu inancın mutlak karşılığı, İslâmiyet ve Hz. Muhammed'in (asm) tebliğ ve davet ettiği iman hakikatidir. Kuvvet ve kudret sahibi bir tek Allah'ın varlığını kabul etmektir. Neticede, O'nun (cc) sonsuz; ilim, irade, tedvir, tedbir, rahmet, kudret, ebed vb. sıfatlarla takdir-i İlâhî ve kader yazgısı ve çizgisine şeksiz ve şüphesiz inanmak ve gönderdiği kitap ve elçilerinin beyan ve tebliği bütün hükümlerini kabul edip yaşamak ve yaşatmaktır.

Çünkü iman, münafıkla mü'min kavramları arasındaki önemli farktır. Bütün bunları Risale-i Nur Külliyatı'ndan seçilmiş vecizelerle kısaca nazarlara vermeye çalışalım.

İMANIN TARİFİ VE HZ. PEYGAMBERİN TEBLİĞİ

- "İman, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın tebliğ ettiği zaruriyat-ı diniyeyi tafsilen ve zaruriyatın gayrisini icmalen tasdik etmekten hâsıl olan bir nurdur."2

- "İman, Sa'd-ı Taftazânî'nin tefsirine göre, 'Cenab-ı Hakkın, istediği kulunun kalbine, cüz-i ihtiyârının sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur' denilmiştir."3

- "İman, Şems-i Ezelî'den ihsan edilmiş bir nur olduğu gibi, saadet-i ebediyeden de bir parıltıdır."4

İMANIN SIRLI NOKTALARI

- "Bu sır ve hikmet içindir ki, mu'cizeler seyrek ve nadir verilir."5

- "Hem dâr-ı teklifte gözle görülecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrat-ı saat, bir kısım müteşabihat-ı Kur'âniye gibi, kapalı ve tevilli oluyor. Yalnız, güneşin mağribden çıkması, bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tevbe kapısı kapanır, daha tevbe ve iman makbul olmaz."6

- "Evet, misak-ı ezeliye ile peyman ve yeminimiz olan iman, bu menşur-u mukaddeste yazılmıştır."7

- "Herkes ister istemez tasdik edecek derecede zarurî olmaz. Tâ ki, Ebu Bekir'ler a'lâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebu Cehil'ler esfel-i safilîne düşsünler. İhtiyâr kalmazsa, teklif olamaz."8

- "İman ve teklif, ihtiyâr dairesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka olduğundan, perdeli ve derin ve tetkik ve tecrübeye muhtaç olan nazarî meseleleri elbette bedihî olmaz"9