Aysel Tuğluk meselesi

Başta Ankara bürokrasisi ve İstanbul medyası olmak üzere Türkiye'nin geri kalanı bunun ne kadar farkında bilmiyorum ama Kürt yurttaşlarımızın yoğun olduğu Güneydoğu coğrafyamızda Aysel Tuğluk meselesi çok gündemde olan bir konu. AK Parti'nin Kürt siyasetçileri, yani Aysel Tuğluklarla kafa kafaya, çok sert kavgalar etmiş AK Partili siyasetçiler bile bu mevzuya dikkat çekiyor, bu konunun vicdani bağlamda çok konuşulduğunu ifade ediyorlar. Tuğluk uzun süredir demans yani bunama hastalığının pençesinde. Ciddi hafıza kayıpları yaşıyor, tek başına hayatını idame ettirmekte zorlanıyor, her geçen gün de kötüye gidiyor. Basit bir Google taraması ile bile 2016'dan beri tutuklu olan Tuğluk'un son iki yıldır hafıza sorunu yaşadığı ve demans teşhisi konulduğunu bulabilirsiniz. Aslında yakın çevresine göre hastalığı tetikleyen annesinin 2017'deki cenazesinde yaşananlar. Eylül 2017'de vefat eden annesinin Ankara İncek'teki cenazesine katılmak için Tuğluk cezaevinden çıkmış ancak törende çok çirkin bir provokasyon yaşanmıştı. Cenaze aynı yerde şehit mezarı olduğu söylenerek protesto edilmiş, daha sonra gömüldüğü yerden çıkarılıp Dersim'e götürülmüştü. Tuğluk ise ona verilen izin süresi bitti denilerek annesini defnetmeye gidememişti. Arkadaşları ve avukatı bu trajediden sonra Tuğluk'un yaşadığı travma ile birlikte hafıza sorununun baş gösterdiğini söylüyorlar. O dönem gerçekleşen bu kan dondurucu saldırıdan sonra ben de isyan etmiş ve bu provokasyona karşı devletin uyanık olması gerektiğini söylemiş, bu köşede de yazmıştım. Bir insanın annesinin cenazesine hakaretler edildiğini, saldırıldığını, sonra da cenazenin topraktan çıkarıldığı düşünün. Böyle bir trajediyi atlatmak hiç kolay bir şey değil. Hele Tuğluk gibi hayatı boyunca annesi ile yaşamış, hiç evlenmemiş ve annesine özel bir düşkünlüğü olan bir kız evlat için. Tablo böyle iken dosyası incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderilmişti. Herhalde görmüşsünüzdür, dün Adli Tıp Kurumu'nun Tuğluk ile ilgili raporu kamuoyuna yansıdı. Rapor 'Ceza sorumluluğu tam' diyor, yani cezaevinde kalmaya devam etmesinde bir sakınca yoktur. Lütfen açın 25 sayfalık rapora bir göz atın sevgili okurlar. O 25 sayfanın 23 sayfasında Aysel Tuğluk'un sağlık durumu ile ilgili bir bahis yok. Ben yeni Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ'ı tanıyan bir gazeteciyim. Onun da bu 25 sayfalık metni okuduğunda memnun olacağını düşünmüyorum. 23 sayfa boyunca sadece tutuklu bulunduğu Kobani davasında Tuğluk'a yöneltilen suçlamalar var. Adli Tıp Kurumu'nu Aysel Tuğluk'un sözleri ve konuşmaları neden ilgilendirir O, ceza hukukçularının konusu. Adli Tıp uzmanları ceza hukuku uzmanı mı oldu Bu nasıl bir saçmalıktır Son 2 sayfa ise Adli Tıp İhtisas Kurulundaki muayenenin sonuçları. Zaten sadece