Sultandağı'nda okuma programı
Kurak geçen bir bahar mevsiminin sonunda, 30 Mayıs 2025 günü gökyüzünün derinliklerinden rahmet tanecikleri, durmadan muttarid damlalar sağanak halinde arza dökülüyordu.
Sultandağı yolculukta çakan şimşekler, gök gürültüleri ve yağmur serpintileri, şıpırtıları ile kulağa hoş gelen terennümlerini dinleyerek Dr. Mevlüt kardeşle birlikte yol alıyorduk. Arabanın silecekleri yetişmiyordu. Yağmurun sesi, rahmet sevinci, toprak kokusu ve tozlardan temizlenen yeryüzündeki güzellikler içimizi ferahlatıyordu. Yağmur sularıyla yıkanmış kır çiçekleri, gelinciklerin renkleri, ağaçların yaprakları, zümrüt yamaçlarda çimenler, yeşilin bütün tonları ve gür ormanlar, Kuddüs isminin tecellilerini gösteriyordu.
Sultandağı'na yaklaşırken "Hem bu safi, temiz, güzel gökler... Cevv-i sema, bulutlarıyla ve şimşekleri ve ra'dları ve rüzgârlarıyla ve yağmurlarıyla, Senin vücub-u vücuduna ve vahdetine şehadet ederler" işaretlerini hatırlıyoruz.
Arzda ferahlatıcı bahar kokulu temizlik her taraf ta Rabbimizin güzel isimlerinin tecellilerini işaret ediyordu. Katılacağımız okuma programında Kur'ân'ın feyziyle, tefsirleri olan Risale-i Nur eczaları, düsturları ve hakikatleri rahmet taneleri gibi içimizdeki günah kirlerini izale etmesi ümidiyle Sultandağı Eğitim ve Kültür Derneğinin üzüm asmalarının kapladığı binanın merdivenlerinden çıkıyoruz...
Eskişehir'den ağabeyleri ile gelen genç, enerjik, sempatik, pırlanta gibi üniversiteliler ile Sultandağı Kur'ân ve iman gönüllülerinin güler yüzü ve sıcak tebessümleri ile karşılanıyor ve selamlaşıyoruz. İlahiyatçı öğrencilerin esprili konuşmaları, neşeli halleri, sıcak sohbet iklimi, iman nuru, İslâm şuuru, kalbî sürur ile "Oku" emrinin atmosferine dahil olduk. Ferdî okumalar, mütalaa edilen Risale-i Nur dersleri, Kur'ân tilaveti, namaz ve tesbihat... Sultandağı annelerinin hazırladıkları lezzetli yemek ikramları...
"Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir..." Sözü, Sultandağı'nda tarihî Kervansaray 'da asırlarca konup göçen, gelip geçen insanlar, fânî dünyada yolculuğu ve yol tedariki için neler yapılması gerektiğini mülahaza ve murakabeye vesile oldu.
Yağışlı bir günün akşamına tevafuk eden Risale-i Nur dersini okuyan Dr. Mevlüt, "İmana medar âlî bir tefekkürname, tevhide dair yüksek bir marifetname" serlevhası ile Yirmi Dokuzuncu Lem'ada yer alan "Sübhanallah" bahsinde ağaçların, yaprakların, çiçeklerin, meyvelerin, tomurcukların, çekirdeklerin, tohumların, renklerin, tatların, kokuların, nakışların, ölçülerin, sanatların... Dilleriyle, kelimeleriyle işaret ettikleri tevhid delilleri, tesbih, takdis etmelerindeki zengin manalar, sırlar, hakikatler ummanı içinde mest olduk.