Hücum obezliği

Baskılı oynadı. Kopenhag maçı gibi. Bayern Münih'e karşı olduğu gibi. Önde baskı yaptığı, topu rakip alanda oynadığı ve fazlaca şut çektiği bir iç saha maçının daha devre arasına, soyunma odasına oyununun karşılığı skoru alamadan gitti. Kopenhag ve Manu'da mağlup, Bayern Münih ile eşit. Bir defa olsa şanssızlık dersin. İkinci de oyuncu kalitesi dersin. Üçüncü kez oluyorsa stratejinin yanlış olduğunu düşünmen gerekmez mi Güçlü yanın zaafın olmuşsa, burada bir plan hatası var demektir. Rakip bir kere geldi gol attı ile açıklamak aldatıcı olur.

O yüzden, ilk maçtan bu yana, iç sahada daha dengeli bir oyun gerekir, diyorum. Dengeli oynayan, rakibe o geçişlerdeki geniş boşlukları vermeyen, gücünü koruyan ve rakibin boşluğunu bulduğu anda bitirici darbeyi indirecek bir boksör edasında. Yoksa Galatasaray, herhangi bir takımın Şampiyonlar Ligi gruplarını geçmeye yetecek oyun kalitesine sahip olduğunu, beşinci kez ispatladı. İç sahada iştahlı tanımından çok hücum obezliği nedeniyle, ikinci yarıları hep kovalamaya harcamasa, çoktan gruptan çıkardı. Bu bir puan önemli. Dış sahada daha dengeli bir oyunu var çünkü. Kopenhag'a yeter.