Risale-i Nur'daki hakiki iman...

Risale-i Nur'un satır aralarında tahkikî imanı görmek ve elde etmek mümkündür. Bediüzzaman Hazretleri, "İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam kainata meydan okuyabilir." der. (23. Söz'den.)Bediüzzaman Hazretleri, tahkikî imanı günümüz insanına anlatırken şu değerlendirmeleri yapar: "Risale-i Nur eczaları, bütün mühim hakaik-i imaniye ve Kur'aniyeyi, hatta en muannide karşı dahi parlak bir surette ispatı, çok kuvvetli bir işaret-i gaybiye ve bir inayet-i İlâhiyedir. Çünkü hakaik-i imaniye ve Kur'aniye içinde öyleleri var ki, en büyük bir dâhî telâkki edilen İbn-i Sina, fehminde aczini itiraf etmiş, 'Akıl buna yol bulamaz' demiş. Onuncu Söz risalesi, o zatın dehasıyla yetişemediği hakaiki, avamlara da, çocuklara da bildiriyor." (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s.340, YAN) Tahkikî imanın ehemmiyeti noktasında bir başka değerlendirmesi ise şöyledir: "Tevhid iki çeşit olur: Birisi âmiyâne tevhiddir ki, 'Allah'ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür' der. Bu kısım tevhid sahiplerinin fikirce gaflet ve dalâlete düşmeleri korkusu vardır. İkincisi hakikî tevhiddir ki, 'Allah birdir, mülk Onundur, vücut Onundur, herşey Onundur' der; lâyetezelzel bir itikada sahiptirler. Bu kısım tevhid sahipleri, her şeyin üstünde Cenab-ı Hakk'ın sikkesini görür ve her şeyin cephesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede huzurî bir tevhid melekesi mâliki olurlar ki, dalâlet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar." (Mesnevî-i Nuriye, s.22,