İstibdada karşı kararlı tavır

Mahiyet itibariyle "keyfî idare sistemi, zulüm ve tahakküm" şeklinde tarifi yapılan istibdada, Said Nursî hazretleri hayatı boyunca karşı çıkmış ve itirazz etmiştir. Said Nursî, istibdatı şu sözleriyle değerlendirir:"İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adalet ve şeriattır. Padişah Peygamberimizin emrine İtaat etse ve yoluna gitse halifedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, peygambere tâbi olmayıp zulmedenler, padişah da olsalar haydutturlar." 31 Mart Olayı'ndaki Tavrı 1900'lü yıllar, ülkemiz açısından siyasi çalkantıların ortaya çıkardığı yıllardır. 31 Mart olayı, bu yıllarda cereyan etmiştir. Said Nursî, Volkan Gazetesi'nde neşredilen yazılarından dolayı Divan-ı Harb'e verilerek yargılanmıştır. Daha sonra beraat ederek serbest bırakılmıştır. Said Nursî bu olayda daima yatıştırıcı rol oynamıştır. O yıllarda yaşayan gazetecilerden biri olan Münir Nurettin Çapaoğlu, "O zat (Bediüzzaman) o hadiselerde daima yatıştırıcı rol oynamıştır" der. (Nurs Yolu, Necmeddin Şahiner, s. 83) Doç. Dr. Sina Akşin de yazdığı "31 Mart Olayı" adlı kitabında aynı minvalde düşüncelerini dile getirir. Said Nursî, büyük bir dava adamıdır. İmana, İslâm'a ve Kur'ân'a hizmet üçgeninde birleşen o kudsî davası, Allah'ın birliğine hizmet