'Toplu özeleştiri'nin iktidara faydaları

Siyasetçilerden duymaya pek alışkın olmadığımız sözler, özeleştiri cümleleridir. Hatayı kabul ekmek, hatalı olanı cezalandırmak veya eleştiriye açık olmaktan yana ülkenin nasibi yoktur. Bunun bir sebebi siyasetin neredeyse tamamen güç ve imkanı elde tutma faaliyeti olarak görülmesi, diğeri de çok hata yapılıyor olmasıdır. Özellikle iktidar için bir hatayı kabul etmek, diğerlerine emsal olacağı için ve bu da zincirleme özür gerektireceği için tercih edilmez, edilemez.Cumhurbaşkanı Erdoğan da hata kabul etmeye ve özeleştiriye açık bir lider değil. Böyle şeyleri çoğu kez yaptığı hizmetlere karşı haksızlık olarak görüyor. Eleştirileri de kolaylıkla iktidarına yönelik kasıtlı ve çoğu kez dış kaynaklı bir saldırı olarak etiketlemeyi seviyor. Böyle yaparak sadece iktidarı savunmakla kalmıyor, tabanına da geniş bir propaganda alanı sunuyor. Hükümeti hedef alan sözlerin eleştiri değil saldırı olduğu fikrini tabandan tavana böyle pekiştiriyor.Hükümetin yaptığı her şeye karşı çıkanlar, AK Parti'yi ve AK Parti tabanını hayat tarzı üzerinden ötekileştirenlerin de verdiği şahane paslar nedeniyle Erdoğan'ın izlediği politika çoğu kez işe yaramıştır. Herhangi bir icraat eleştirilirken çoğu kez buna mesela başörtüsü yasağı veya din eğitiminin sınırlı tutulması talebi de eşlik etmiştir. Geçmişte, bazen parti kapatma arzusu ve girişimi ya da inançlara saygısızlık sahneleri Bunları yapan veya yapmak isteyenlerin sıradan icraatları eleştirme hakları elbette vardı ama ikisini birden yapıyor olmanın, iktidarı kategorik olarak reddetmenin muhalefetin tesirin azalttığı muhakkaktıBugün, muhalefetin muhalefet etme biçimi ve içeriğinde şartlar büyük ölçüde değişmiş olsa da miras devam ediyor. O yüzden, özeleştiri hala bir siyasi gereklilik haline gelmiyor.Bunun yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan bazen, toplu özeleştiri yapıyor. Mesela, yanlış, çarpık ve plansız şehirleşmeyi tek tek örnekler üzerinden değil de "İstanbul'a ihanet ettik. Buna müteahhitlerin para hırsı sebebiyet verdi" gibi. Ya da "Kabul edelim, kültür alanında başarılı olamadık" diyerek. İstanbul'a ihanetin ne şekilde olduğu ve mesela Kanal İstanbul'un da buna bir örnek olup olmadığı belirsizdir. Detay yok Erdoğan özeleştiri sırasını böyle savmayı seviyorSon olarak, 20 yılın özeleştirisi sayılabilecek genel bir açıklama yaptı, şöyle dedi. "Eksiklerimiz yok mudur Elbette vardır... Hatta hatalarımız