Son elli yılda internetin yükselişine şahitlik ettik.Dünya fiberoptik ağlarla daha da küçük bir köy haline geldi. İnternet şeylerin birbiriyle iletişimi gibi muazzam bir imkânı uzattı. Nesnelerin interneti ile şimdi çok uzaktan çamaşırımızı yıkamamız, kurutmamız ve robotumuza ütületip dolabımıza astırmamız mümkün hale geldi. Mühendislerin yazılımla
Pandemi döneminin hayatımızı evde geçirdiğimiz kapanma zamanlarında, bir akşam kızımın "Lisedeki arkadaşlarımın hemen hepsinin örtülerinden sıyrıldığını görmek beni çok üzüyor babacığım" demesi beni derinden yaralamıştı.Benden bir cevap isteyen, hem de anlamlı ve ümitvâr bir cevap bekleyen kızıma o gün o cevabı verememiştim. Sonraki konuşmalarımızd
Genç yaşta, 1963'te motor nöron hastalığına yakalanmış; iki sene yaşayabileceği söylenirken 2018 Mart'ında vefat etmiş olan Stephan Hawking'le ilk tanışmam "Zamanın Kısa Tarihi" adındaki kitabıyla olmuştu. Hawking'de dikkatimi çeken şey, Carl Sagan'da olduğu gibi okuyucusuna neyi nasıl anlatması gerektiğini iyi bildiğiydi. Hawking'in, okuduğum her
Bir önceki yazımızda değerler demokrasisinden bahsetmiş; bunun ise her türlü dini değerin, inancın, kültürün, cinsiyet ve politikanın aynı değerlikte olduğu ve dolayısıyla eşit olduklarının kabul edilmesi anlamına geldiğini ifade etmiştik.Buna göre değerler insandan bağımsız şekilde bir kişi veya odak tarafından ona sunulmak ve dayatılmak durumunda
Hürriyet meselesi, bütün otoriter kişi ve yapıların haddi aşan uygulamalarına ve zulümlerine karşı verilen haklı mücadelelerin esasını oluşturmuştur.Hürriyetin müsbet, terakkiye yönelten ve adaleti sağlamaya, barış ve huzuru getirmeye yönelik bütün yorumları; vahye istinad eden dinin imana yüklediği anlamdan medet bulmaktadır. Özellikle son iki ası
İsrailli tarihçi yazar Yuval Noah Harari, populer kitabı Sapiens'in son sözünde "Ciddiye almamız gereken şeyse tarihin bir sonraki aşamasının, sadece teknolojik ve örgütsel dönüşümler değil, insan bilinci ve kimliği üzerine de temelden etki eden dönüşümler ihtiva edeceğidir.En nihayetinde günümüz dinler, ideolojiler, uluslar ve sınıflar arasındaki
AB üyeliği konusunda bazı kesimler üyeliğin değil, belki AB standartlarının elde edilmesinin daha doğru olacağını dillendiriyorlar.Genel olarak Ulusalcı-Milliyetçi kesim oldukları gözlenen bu çevreler bunun hem daha 'garanti'li olan yol hem de Avrupa ile olan dinî ve kültür farklılığımızın derin bir mesafe olmasının AB üyeliğinin hiçbir zaman gerçe
İktidarı ele geçirmenin ve Komitacılığın dine hizmet etmenin yollarından olduğu zannımızın bizi böylesine bir noktaya getireceğini; büyük bir felâkete düşüreceğini tahmin edemedik.Güvendiğimiz ve bizi rahatlığa sevk eden, sahip olmakla övündüğümüz bütün şeyler, aslında küçük bir sarsıntıyla nasıl da uçup gidiveren şeylermiş. Daha yakın bir zamana k
Kur'ân-ı Kerîm'de Hud Sûresi 78. âyet'te "Kavmi, (misafirleriyle çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: "Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah'a karşı gelmekten sakının ve misafirlerime karşı beni rezil etmeyin.
Türkiye'de bir kısım kesimlerin şu sıralar deyim yerindeyse etekleri zil çalıyor:Neymiş, "Avrupa ve Avrupa Birliği çöküyormuş, zira çok büyük bir kriz yaşanıyormuş". Dünya çapında yaşanan virüs salgınında Avrupa'nın yaşadığı büyük sıkıntı ve İtalya, İspanya ve İngiltere'nin düştükleri zor durumdan Avrupa Birliği'nin dağılmasını öngören (aslında içl
© 2016