CHP açıklıyor: 1947'de ABD 150 yılımızı garanti etmiş

"Duran saat bile günde iki defa vakti doğru gösterir" derler. Cumhuriyet devrinde neşredilen bazı hatıratlarda bu 'duran doğrulara' rastlamak için yüzlerce sayfayı keçiboynuzu gibi gevelemeniz gerek. Bir hatıratın kuytu bir köşesine saklanmış, "Bulamaz ki! Bulamaz ki!" diyen o saklı sözü sobelemek her babayiğidin harcı değildir lakin. Ömür törpüsü bir işle meşgulsünüzdür. Hatıratların çoğu yazılmamış, yazılanlara da Tek Parti devrinde el konulup yok edilmiştir. Anca 1950'den sonra basılma şansı bulanlar da kanuna bulaşmaktansa çalıyı dolaşmak için sansürlenerek günyüzüne çıkarılabilmiştir. Eh bu kadar dikenli telden atladıktan sonra geriye kalana razı olmaktan gayri yapılacak şey kalmamış gibidir. Yine de ümidi kesmek doğru olmaz. Bazen bir yiğit çıkıp her şeyi göze alarak sansürlenmiş belge veya hatıratları olduğu gibi neşre cesaret edebiliyor. Düşünün. Olduğu gibi yayınlamak suç ama belgeyi makaslayıp sansürlemek alkışlanıyor. Hâlbuki tam tersinin normal olması gerekmez miydi İşte Trabzon'un Milli Mücadele'ye ilk katılan evlatlarından olan ve siyasî hayatında milletvekilliği haricinde CHP Genel İdare Kurulu üyeliği, CHP Genel Sekreterliği, CHP hükümetlerinde Devlet Bakanlığı