Hepinizle gurur duyuyoruz

Ülkemiz, tarihinin en büyük doğal felaketlerinden biriyle yüz yüze geldi. Fay hattı üzerinde yaşadığımızı, 24 yıl önce olduğu gibi olası büyük bir depremde büyük kayıplar vereceğimizi bilsek de böylesi bir yıkıma ve can kaybına hiçbir anlamda hazırlıklı değildik.Bedeli tahminlerin çok ötesinde ağır oldu. Binlerce bina yıkıldı, henüz kesin sayısını bilemediğimiz sayıda insan enkaz altında kaldı. Acımız gerçekten çok büyük, büyük bir trajedi bu yaşanan. Hiç kuşkum yok olanları, olamayanları, nedenleri sonuçları daha uzun yıllar tartışacağız ve bazı şeyleri hiç unutmayacağız.Ancak şimdi yapmamız gereken birlik ve beraberlik içinde devlet, sivil toplum ve bireyler olarak deprem mağdurlarına destek vermek, acılarını bir nebze olsun hafifletmek, çaresiz ve yalnız olmadıklarını hissettirmek. Özellikle de yemek, barınma ve sağlık gibi temel gereksinimlerini sağlamak. Ben bugün sözü kısa sürede organize olup bölgeye giden şeflerimize bırakmak istiyorum. En ağır koşullarda tüm riskleri göze alarak depremzedelere yardım etmek üzere bir an bile düşünmeden yola çıktılar, ekipler kurdular, özveriyle çalıştılar. Kadın, erkek, genç, yaşlı birlik oldu, depremzedelere sıcak yemek sundular. Her birine ayrı ayrı müteşekkirim.Ben kendi adıma hepsiyle gurur duydum. Büyük bir sınavı başarıyla verdiler ve hiç kuşkum yok vermeye devam edecekler. Duygularının yanı sıra gözlemlerini, bundan sonra yapılması gerekenleri anlatmaları çok önemli. Sayfam bundan sonra da onlara ve sektörün diğer temsilcilerine açık olacak...Haberin DevamıALİ RONAY ŞEFİlk günlerden bu yana 'Acil Gıda Kolektifi' olarak bölgedeyiz. Hepimizi derinden etkileyen büyük kayıplar verdiğimiz bu depremde beni en çok etkileyen dayanışma ruhunun ön plana çıkması, herkesin ben değil biz demesi oldu. Sahadaki gönüllü mutfak ekipleri tedarikçilerden, lokal üreticilerden temin ettikleri malzemeleri birbirleriyle paylaştılar.Bu süreçte organizasyon, operasyonları kurgulama ve koordinasyon tecrübeleriyle büyük otellerin executive şefleri bence büyük fark yarattı. Tüm mutfak çalışanlarımızla ama özellikle de kadın şeflerimizle gurur duyduğumu vurgulamalıyım. Uyku tulumlarını alıp gelen, her biri bir şeyin ucundan tutan Z kuşağı da sınavlarını başarıyla geçti.Mutfakta üretilen yemeklerin lojistiğini sağlayan gönüllülerden de Allah razı olsun. Sadece depremzedelerin değil, desteğe gelen World Central Kitchen'dan kurtarma ekiplerine, kolluk kuvvetlerine birçok grubun yemek gereksinimleri de karşılandı. Ancak bu dönemde çalışanları yardıma gitti diye restoranlarda işten çıkartmalar başladı. Bu konuda daha hassas olması gerekiyor işverenlerin...Haberin DevamıTÜREV ULUDAĞ ŞEFAdanalıyım, haber alır almaz annemlerin yanına geldim. Ailemi yaylaya çıkardım, bu arada bir arkadaşım aradı, Osmaniye'nin bir beldesinde bin 100 kişinin yemeği yok dedi. Hemen yola çıktım, ilgilileri arayıp Osmaniye'de yıkılmayan bir Kredi Yurtlar Kurumu Yurdu olup olmadığını sordum. Yurtta bir müdür, idari memur bir güvenlik görevlisi ve bulaşıkçı abla vardı. Mutfağa girip 9 bin kap yemek yaptık sabaha kadar. Ebru Baybara ile irtibata geçtik, güçlerimizi birleştirdik ve 25 bin kap yemek çıkardık. Sonra Ebru ile birlikte bir sistem kurmaya karar verdik. Operasyonun başına şef Yiğit Mirzeoğlu'nu koyduk. Biz Maraş'a doğru yola çıktık. Yine bir KYK yurduna gittik. 24 saat içerisinde 100 bin kap yemek çıkardık. Sonra İskenderun'a geçip yine bir KYK yurduna yerleştik. Burada çıkardığımız yemekleri Samandağ, Antakya, Dörtyol, Tarsus, Kırıkhan'a dağıtan bir operasyon kurduk. Bu arada iletişimde olduğumuz bir grup şef arkadaşımızı Adıyaman'daki bir KYK yurduna yerleştirdik. Şu anda 4 yurtta toplam 3 milyon kap yemek dağıtıyoruz.Bu yurtlara yerleşmemizin nedeni kurduğumuz düzenin sürdürülebilir olması. Gençlik ve Spor Bakanlığı bizden hiçbir desteğini esirgemedi. Sayın Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu sayesinde yurtlar kullanımımıza açıldı. Şu an tüm ihtiyaçları sağlayacak ekipmanlar mevcut. İskenderun Hatay arasında moto-kurye hattı kurduk, uzun mesafelere de araçlarla yolluyoruz...Haberin DevamıÖMÜR AKKOR ARAŞTIRMACI ŞEFDepremin ikinci gününden itibaren Elbistan'dayız. İstanbul'dan restoran sahibi arkadaşlarım Ömer Seyfi Aktülün, Kermen Kardeşler ve Samet Akbaş'la geldik. Dört gün boyunca enkaz çalışmaları yapan ekiplere destek verdik. Ama bu desteklerimizin sürdürülmesi gerekiyor. Ben bu sırada depremden etkilenmeyen ve riski bulunmayan tek katlı bir dükkân buldum. Sahibi de depremzede olduğu için 3 aylığına kiraladık ilk etapta, Ramazan Bayramı sonuna dek buradayız. Bir de Viyana Kahvesi açtık. Aşağı yukarı üç öğün günde 11 bin kişiye yemek hizmeti veriyoruz.Restoranı yaparken ve adına 'Yeniden Hayat' derken biraz da buranın yeniden hayat bulmasına destek vermeyi amaçladık. Köylülere, tereyağı peynir, süt ve eriştelerinizi satın alacağız, getirin çağrısında bulunduk. Başta satmak istemediler, 'sadece verelim' dediler ama onlar da depremzedeydi, bunu yapamazdık.Şimdi bütün köylerden satın alıyoruz. Birkaç gün önce de dükkanlar açıldı, onlardan da ellerindekileri satın alıyoruz. Pazar açıldı oradan da sebze meyveleri alıp ikram ediyoruz. Biliyorsunuz 27 yıldır Anadolu lokantalarını geziyorum en sevdiğim yerler onlar. Şimdi onların sahipleri de İstanbul'dan, Antep'ten, Urfa'dan gelip birer gün gelip yemek yapacaklar.Haberin DevamıÖMER BOZYAP ŞEFElbistan'a gitmeye karar verdiğimde, aklımda üç madde vardı: Ekipman, malzeme ve enerji kaynağı. Ancak çok daha önemli bir maddeyi gözden kaçırmıştım.Henüz felaketin ilk günleri olduğu için ciddi bir koordinasyon zafiyeti vardı. Biz, birkaç gönüllü şef, daha önce düşünülmemiş bir fikrin, olmayan kurgusu içinde, yazılmamış bir senaryonun oyunculuğunu üstlenmiş gibiydik. Ne yapımcı ne yönetmen belliydi. Bir WhatsApp grubu içinde dönen yazışmalar ve grup üyelerinin münferit girişimleriyle insanlara yardımcı olabilmek için koşturuyorduk.Bulunduğumuz yere bir anda TIR dolusu erzak ve ihtiyaç malzemeleri gelmeye başladı. Şeker Fabrikası koordinasyon merkezi haline geldi. 18-40 yaş arasında onlarca gönüllü, depomuzda Türkiye'nin dört bir yanından gelen milyonlarca liralık malzeme ile baş başa kalmıştık. Birkaç gün sonra, mevcut şartlar altında yapabileceğimiz en 'iyi' organizasyonu yaptık. Elbistan'ın yerlileri Özgür Batmaz, elektrikçi Halit Usta, Hakan Astsubay, diğer komutanlar ile isimlerini sayamayacağım onlarca genç gönüllü ve Tanzanya'dan gelen Burak Büyüksaraç bize