Yok öyle üç kuruşa beş köfte

Cumhurbaşkanımız, Reisimiz, dünya liderimiz Erdoğan, "grand stratejisi" uyguluyormuş. Kaşıkçı cinayeti sonrası "katil" dediği Suudi Veliaht Prensi Salman'ın ayağına bu yüzden gitmiş meğer. 15 Temmuz darbesinin finansörü ilan ettiği BAE Başkanı Şeyh Zayet'le kucaklaşması da bu stratejinin gereğiymiş. Peki ya "katil" dediği Sisi'nin elini sıkması Canım siyasette olur böyle şeyler. İç politikada da bu tür dönüşleri yaşadık gördük. Demirel, 70'li yıllarda en büyük siyasi hasmı Ecevit'le birbirlerine sabah akşam en ağır şekilde eleştirmiş ve Anıtkabir'deki bir merasimde el sıkışmıştı. Gazeteciler Demirel'e "Gayri meşru hükümetin başı dediğiniz Başbakan Ecevit'in elini sıktınız ama..." diye sorduğunda da "Ya neresini sıkacaktım" yanıtını vermişti. Şimdi Sisi ile bizim Reis Katar'da düzenlenen Dünya Kupası törenlerinin yapıldığı salonda tamamen tesadüf eseri karşılaşmışlar. Ne yani dirsek mi atacaktı ya da Kasımpaşa usulü omuz mu vuracaktı Hani Soylu'nun Damat Berat'a vurduğu gibi. Hem protokol adabına hem de yeni uygulamaya soktuğu grand stratejisinin kurullarına uygun düşmezdi. Elinden başka bir yerini de sıkamayacağına göre... Bu grand stratejisi ne menem bir şeyse kanlı bıçaklı olduğumuz herkesle kucaklaştırıyor bizim Reis'i. Gün gelir; "Bu daha iyi günlerin" dediği Akşener'le, "Namert, gafil, haysiyet fukarası" dediği Kılıçdaroğlu ile de kucaklaşır mı dersiniz GRAND STRATEJİSİ İÇERİYE İŞLEMİYOR Saray'ın başmuharririnin yazdıklarına bakılırsa bu grand stratejisi, içerideki hasımları kapsamıyor. Maziyi unutup kucaklaşma, sadece dışarıdaki hasımlarla sınırlı. Çerçevesini şöyle çiziyor bu stratejinin: "Grand stratejinin gereği olarak gri alanların yönetilmesi, kriz konularının ortadan kaldırılması ve sorunlu ilişkilerin düzeltilmesi gerekiyor. Türkiye'nin Mısır, Suriye ve Irak'la tarihten gelen çok güçlü bağları vardır ve bilinmektedir. Biz doğrudan ikili görüşmeleri başlatamazsak bozguncular aramızı iyice açacaklardır. Ülkemizin komşularıyla yapıcı, müspet, geliştirici ve samimi diyaloglar kurması aynı zamanda 2023'ün hedefleriyle de müzahirdir." Bu kısa paragraftan anladığım; 2023 hedefleri olmasaydı Milli Savunma Bakanımız Akar'ın deyimiyle "N..h barışırdık" herhalde. Anlamadığım bir cümle var yukarıda. Şöyle diyor başmuharrir: "Biz doğrudan ikili görüşmeleri başlatmazsak bozguncular aramızı iyice açacaklardır." Allah Allah!.. Demek ki biz Sisi, Esat, Şeyh Zayid el Nahyan ve Prens Salman'la gül gibi geçinip gidiyorken bazı bozguncular aramızı açmışlar. Şimdi doğrudan görüşmezsek maazallah aramızı daha da açacaklarmış. Allah bozguncunun, fesadın evine ateş düşürsün de biz niye o bozguncuların tahrikine kapıldık ki... Öfkemize yenildik, oyuna geldik herhalde. "Şimdi düzeltiyoruz işte; hadi sevinsenize" deniyor bize. O KADAR BASİT HE Mİ Yüzlerce şehit, heba edilen milyarlarca dolar, Yunanistan ve diğer muarızlarımıza kaptırdığımız