Şair Eşref dua etsin

Halk arasında sıkça "Bülbülün çektiği dile belasıdır" derler ama bülbülün hangi devirde yaşadığı da önemlidir. İfade özgürlüğünün sadece hukuk kitaplarında değil fiiliyatta da uygulandığı bir rejimde ya da dönemde bülbülün dili başına bela olmayabilir. Olsa da kanunda yazan ceza ne ise onun belasını çeker. Yok ifade özgürlüğü olmayan bir dönemde ya da beldede yaşıyorsa yandı.Türk edebiyat tarihinde pek çok şair ve yazarın gerek din gerekse devrin iktidarını eleştiren şiir ve yazıları, yaşadıkları dönemde pek sorun edilmemiş. Ama o şiir ve yazılar günümüz Türkiyesi'nde yazılmış olsaydı başlarına ne işler açılacağı cümlenin malumu. Ya Sedef Kabaş gibi yasada öngörülmeyen peşin ceza kesilip tutuklanır ya da evlerinin önünde nümayişler tertiplenir hatta devletin reisi bizzat "dilinin kopartılacağı" tehdidine maruz kalırdı. Gerçi geçmiş dönemlerde de Nefi gibi dili değilse de başı gövdesinden kopartılan da yok değil. Ama azizim Nefi de IV. Murat'tan himaye görüyor diye hicvin b...kunu çıkartmış hani.Dilimizde "istibdat" sözcüğü Abdülhamit'le özdeşleşmiştir. Nasıl özdeşleşmesin ki, 150'yi aşkın sözcük sakıncalı ilan edilmiş ve bu sözcükleri kullananlar ağırlığına göre kimi zaman hapis kimi zaman sürgün cezası almışlardır. Ama yine de bugünle kıyaslandığında yine Abdülhamit'in istibdat dönemi hayli özgürlükçü kalır. En azından atasözü ve deyimleri yasaklamamıştır.Abdülhamit döneminde, Şair Eşref, üst düzey bürokratları hicveden şiirleri nedeniyle kısa süreli hapis ve sürgün cezaları almışsa da cezalarının bitiminde daha katmerlilerini yazmaktan geri durmamıştır. Eşref'in o gün padişah ve saray eşrafı hakkında yazdıkları bugün yazılmış olsaydı dilinin kopartılması bir yana "beynine sıkılır"dı muhtemelen. Mesela aşağıdaki şiiri bugün yazmış olsaydı Eşref, başına neler gelebileceğini tahayyül etmek zor değil."Zulm-i sultâna sükût etmemek isyan gibidir,Cop yeyip Of!.. dememek nimete şükran gibidirEtmeli hapse girip nefye giderken de duâ;Çünkü sultâna duâ, bâis-i gufran gibidirHep duâ eyleyelim, Rabbim akıllar versin!..Yılda yüz-bin kişi bir vehmine kurban gibidir."Peki ya şu şiirinin cezası ne olurdu"Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,Vatandaş soyulurken aldırmıyor öküzler!Hayadan eser yoktur nafile bütün sözler,Beyhude inat etme hemen salla başını,Dilini tut, uslu dur, zıkkımlan maaşını.""B..k yeme padişahım"Binlerce askerin gidip geri gelmediği Yemen seferlerinin ardından "Bir Neferin Ağzından" yazdığı Yemen Hamidiye Destanı adlı şiirinde ne buyrulur. Yer sıkıntısı nedeniyle sadece ilk kıtasını vermekle yetinelim."Harâb olduk meşakkatten, minenden,Usandık Pâdişâhım bok Yemen'den,Kaçarsak, hakkımız yok mu Aden'den..Usandık Pâdişâhım bok Yemen'den"Harabi'nin bir "Devriyesi"nde geçen şah beyti nedeniyle "allah'a şirk koşmak"tan taşlanırdı herhalde."İbrahim'e narı gülzar eyledik,Tecri mintahtihel'enhar eyledikYok iken HARABI biz var eyledik,Bu kevn ü mekanın Hüdasıyız biz"NEBATİ'NİN İFŞASINI GÜL'DEN DE BEKLİYORUZİktidarın Sedef Kabaş ile Sezen Aksu olayını bu kadar köpürtmesinin nedeni belli. Zamlar, uçuk faturalar, doğalgaz ve elektrik kesintisi, rezervleri eritme pahasına