SPK'den, soyguna yardım ve yataklık

Hükümetin ekonomi politikaları ücretli ve emeklileri yoksulluk sınırının da altına iterek açlık sınırında yaşamaya mahkûm ederken küçük tasarruf sahiplerini de soygun çarkının girdabına sürüklüyor.

Parasını enflasyona karşı korumaya çalışan küçük tasarruf sahipleri faiz indirimi ve dövizin baskılanmasıyla parasını park edeceği iki alana sıkıştı. Biri gayrimenkul piyasası, diğeri ise borsa.

Bir yandan enflasyona endeksli inşaat maliyetlerinin yüksekliği, diğer yanda hükümetin TC vatandaşlığını gayrimenkul yatırımı karşılığında satma politikası nedeniyle konut ve arsa yatırımı yerliler için ham bir hayal.

Bu durumda küçük tasarruf sahipleri konut alamayınca ya parasıyla gidip zam gelmeden tüketim maddesi aldı ya da gözü kapalı borsaya daldı.

Finansal okuryazarlığın sınırlı olduğu ülkemizde, yatırımcıyı korumakla görevli olan SPK gerçekten bu görevini yerine getiriyor mu

Aslında bu görevini yerine getirmek için yeterli enstrüman var. Kanun ve yönetmeliklerle borsayı güvenli bir liman haline getirebilir. Elbette borsa riskli bir piyasadır. Banka faizi gibi garantili bir gelir vaat etmez yatırımcıya. Ancak yine de sağlam ve düzenli kâr eden şirketlerin kote edildiği bir piyasa olması gerekir.

Konjonktürel riskler, bölgesel veya küresel krizler, beklenmedik afetler ya da bizim hükümetin ekonomi politikalarındaki gelgitleri en iyi yönetilen kârlı şirketleri bile olumsuz etkiledi. Ancak bunlar gelip geçici durumlardır.

Sorun şu; SPK'nin, bilançoları fiktif olarak şişirilmiş, henüz ortada olmayan hayali yatırımını göstererek halka açılmak isteyen şirketlere bile onay vermesi Ali Fuat Taşkesenlioğlu döneminde, halka açılma izni verilen fos şirketleri daha önce yazmıştık. Halka arz olacak şirketlerin SPK'de iş takipçiliğini yapanlar bedeli mukabilinde bu şirketlere kolaylıkla arz onayını almakta hiç de zorluk çekmiyordu. Öyle ki matruşka şirketlere bile halka arz onayı verildi. Bir şirket halka açılıyor, sonra bu şirketin ortak olduğu tabela şirketler kuruluyor ve onlara da halka arz izni alıyordu.

Sonrasında, halka arz onayı alan şirketler, anlaştığı aracı kurumlar üzerinden borsada yapay bir şekilde hissesini gün gün, tavan tavan yükseltip oltaya takılan küçük yatırımcılara en tepeden malı kilitler. Tepeden bu hisseleri alan küçük yatırımcı aylarca bekledikten sonra "Lanet olsun" deyip kol kesip çıkar borsadan.

SİMİTÇİ-DÖNERCİ-MİDYECİ

Bazı cingöz şirket sahipleri, şirketini halka açarak piyasadan faizsiz para çekmekle yetinmeyip bir yıl geçmeden toplu hisse satışı için yine SPK'nin kapısını çalar. SPK, buna da onay verir. Milyon milyon lot satışı yapan patron, yine piyasadan para çeker ama hissesinin fiyatı da yerlerde sürünür. Şirkete güvenip hisseyi satın alan yatırımcı ayvayı yer. Şirketini halka arz ettikten aylar sonra bu kez bedelli hisse satışı yapmak için izin isteyen yüzsüz patronları da gördük.