Korktuğu için korkutuyorlar

Korku, ister insan ister hayvan olsun doğuştan bu hisse sahiptir. Türlü türlü korku var.Hayvanların korkusu daha anlaşılabilir ve daha sınırlıdır. Yaşamına kastedilme ve eğer evcil hayvan ise sahibi tarafından terk edilme dışında korkusu yoktur sanırım.İnsanların korkuları envai çeşit. Eşi ya da sevgilisi tarafından terk edilme korkusu; ölüm korkusu; mahpus yatma korkusu, servetini yitirme korkusu, işsiz kalma korkusu, hayvan korkusu, karanlık korkusu...Say say bitmez.Demokrasiyi içselleştirmemiş yöneticilerin de korkuları vardır. Bir gün oturduğu koltuğu kaybetme korkusu. Yaptığı gıllıgışlı işlerin ortaya serilme korkusu, yaptığı hukuksuzluklar nedeniyle iktidardan düşünce hesap sorulma korkusu bu tür yöneticilerin uykusunu kaçırır.Korkan yöneticinin korkusu sıradan insanların korkusuna benzemez. Sürekli vehim içindedir. Çevresindeki herkesten kuşkulanır. O nedenle sık sık alt kademe yöneticilerini değiştirir. Koltuktan kalkmamak için kuralları, yönetmelikleri de...Ama yine de içine düştüğü korkudan yakasını kurtaramaz.Otoriter yöneticiler liyakat sahibi olanlarla çalışmak da istemez. Korkarlar çünkü. O nedenle her dediğine yanlış bile olsa "Emriniz başüstüne" diyecek isimlerle çalışırlar. Halbuki, o liyakatsiz yöneticiler onların gidişini hızlandırmaktan öte bir işe yaramaz. Üstelik liyakat ehli olmayan ve ita amirine yağ yakmakta sınır tanımayanlar, en ufak bir tökezlemede eski efendisini satmak için yarışırlar.Bütün bunları bilmelerine karşın korkunun pençesine düştüklerinden yine de aynı yanlışta ısrar ederler. Gitme vaktinin geldiğini hissettiklerinde ise bu kez korkusunu saklamak için tehdit olarak gördüklerini korkutma yoluna başvururlar.ÖLMÜŞ EŞEK KURTTAN KORKMAZNe kadar çok korkutur ve dehşet duygusu uyandırırsa koltuğunu koruyacağına inanan otoriter yöneticilerin tarihteki örneklerine baktığımızda sonlarının hiç de hayırhah olduğu görülmez.Ülkemizde ve dünyada son zamanlarda olup bitenlere baktığımızda, iktidarını kaybetme korkusu nedeniyle korkutma yöntemine başvuranların çaresizlik içinde kıvrandığına tanık oluyoruz.Komşumuz olan İran'da yaşananlara bakın hele...Başörtüsünü kurallara göre bağlamadığı için işkence edilerek öldürülen gencecik bir insanın ölümüne haklı olarak isyan eden gençlerin kitlesel eylemlerinden ne de korkmuş Tahran rejimi. Korkarlar elbet kendileri de 1979 yılında aynı kitlesel eylemlerle Şah Pehlevi'yi devirmişlerdi. Şimdi aynı şeyin kendilerinin başlarına gelmesinden korktukları için 15 bin genç insan hakkında idam kararı aldılar.Bizim Saray rejimi de aynı korkuları yaşıyor. Bir yıldan az bir zaman kalan seçimlerde iktidarı kaybetmekten korktuğu için seçim kanunu değiştirse de bu değişikliğin bir işe yaramayacağından da korkuyor.Ağzını açana dava açılması, zaten var olan sansür yasalarına katmerlisinin getirilmesi, muhalif gazetelere