Çarşı, her ihtimale karşı!

Mikronezya'ya baş olan ayaktakımında Ulu Çoban Muktedir Makropiç'in en yakınında olmak, yani müstebidin gözüne ve İstibdat Kurulu'na girebilmek için bazı ölçütler vardı. Bu ölçütler yoldaş Yolcunun elbette ki yolsuzlukta ileri, liyakatte geri, olmazsa olmaz cahil cesareti, Londra'da evi ve evlilik dışı en az bir ilişki gerektiriyordu. Mikronezya aşkına harami olmaya, Mikron milleti uğruna pudra şekeri çekmeye, zaten talana da vatan deyip zulayı Londra'ya atmaya alışık yozdaş yoldaşlar; doğrusu sonuncu ölçütü doldurmakta da hiç zorlanmıyorlardı. Makropiç'in İstibdat Kurulu'nda yer alan tüm yozdaş yoldaşların en az bir metresi ya da eşcinsten mezurası vardı.Ama evlilik dışı ilişkide şok yaratmak, Şeş Taahhüt Kumpanyası'nın cüzdan devi, cisim cücesi müteahhit Cenabet Cenginski'ye nasip olmuştu. Cenginski, kendisinden çocuk doğuran metresini evlatlık olarak nüfusuna geçirmişti. Başka bir deyişle metresini evlatlık ya da evlatlığını metres tutan Cenabet; metres evlatlıktan doğan çocuğun da hem babası hem dedesi olmakla adına yaraşır bir rekor kırmış, yolsuz yoldaşlarına parmak ısırtmıştı. Ne var ki Cenabet Cenginski'nin de sorunları yok değildi. Evlatlık metresini meşru karısına bir türlü kabul ettirememiş, iki ev arasında gidip gelmekten helak oluyordu, bir. Londra'daki zulayı yönetebilmek için dilinin hiç dönmediği İngilizceyi öğrenmeye çalışıyordu, iki. Canı burnunda İngilizce çalıştığı bir öğleden sonra müjde geldi: Meşru karısı "memlekete" gitmeye karar vermişti. Hemen metresine telefon açtı:"Hanım