Ayılana kavun bayılana votka!

Bitania'daki seçimlere bir hafta kala, müstebit Mukteber Sisikovski'nin istibdat tahtından güzellikle ya da zorla indirileceği kesinlik kazanmıştı. Ortalık toz duman, yandaşlar bavul toplarken muhalifler dişlerini biliyorlardı. Sisikovski, oğul tayfasını emanet ettiği despot makamdaşı Muktedir Makropiç'in Betonit Saray'ına gizli bir ziyaret gerçekleştirdi. İki dünürün kilitli kapılar ardında yaptıkları baş başa görüşmede, Bitania'daki seçim sonuçlarını Sisikovski lehine değiştirmesi için Ezya arşipelinin büyük despotundan, yani Makronezya müstebiti Valdemir Potin'den yardım istemeye karar verildi. Ayıboğan makamdaşla hemen iletişim kuruldu ve talep kabul görünce rahatlayan Bitania müstebiti, Muktedir Makropiç'in karşısında olduğunu unutup bir puro yaktı. Yetmedi, yanına bir de konyak istedi.Mikronezya'nın düşmez kalkmaz müstebiti Muktedir, kötü alışkanlıklarından dolayı dünürüne zaten içerliyordu. Fırsat bu fırsat deyip daldı: "Bak Mukteber efendi, tahtını Potin sayesinde kurtardın. Çünkü senin tahtın giderse bizimkiler de sallanır. Ama bundan böyle kendine çeki düzen ver. Alkolü, tütünü, kumarı bırak. Sürüne günah yarat ki sağdığın sevap olsun. İmanlı sürü güdülür, imansız sürü güdülemez" dedi.Bitan müstebit Mukteber, bu akılcı akla ister istemez hak ve bir öneriyle karşılık verdi: "Alkolü de tütünü de kumarı da bırakıyorum. Ama bir şartla. Madem önayak oldun, bu gece birlikte yiyip içelim, son olsun!"Kimse bilmezdi ama Ulu Çoban