DP iktidarının ilk dört yılında (1950-1954), dolaşımdaki para miktarı 200'den fazla arttı...
396 milyon dolar olan ihracat, 1954 yılında 245 milyon dolara geriledi...
Neden..
Çünkü TL, dolar karşısında acayip değerliydi...
Bir yanda ihraç gelirlerinin düşmesi...
Diğer yanda borç olarak bile olsa döviz girişinin azalması...
Resmi fiyatı 2.80 olan 1 doların piyasada 20 liraya çıkmasına sebep oldu...
İç üretim, iç tüketime yetişemiyordu...
O sürece kadar ithalatla dengelenen iç fiyatlar:
Ok gibi yukarı fırladı...
Karaborsa başladı...
DP iktidarının ilk yılında kaldırılan "Milli Koruma kanunu" yeniden devreye sokuldu...
Yani:
"Elveda piyasa ekonomisi, hoş geldin müdahale ekonomisi..."
Ekonomideki döviz tıkanıklığı ve diğer şartlar:
Hükümeti, öncelikle:
İhraç ürünlerine göre ihracatçı gelirlerine prim uygulama yöntemine sürükledi...
Ve hemen takiben şartlar gereği:
IMF ile bir istikrar programı üzerinde ön anlaşmaya varıldı...
Bugün bile değişmeyen "IMF İstikrar Programı" şöyleydi:
Devalüasyon yapılacak...
Dış borçlar ertelenecek...
Sıkı para politikası uygulanacak...
Dış ticaret ve KİT fiyatları serbestleştirilecek...
2000'li yıllarda bunlara bir de ayrıca:
Reel faiz, yani enflasyon oranının üzerinde mevduat faizi şartı getirildi...
Ve canlarım...
4 Ağustos 1958'de açıklanan kararlarla, 2.80 lira olan 1 dolar, 9.00 liraya sabitlendi...
Cumhuriyet tarihinin en büyük (Halen o kadar büyüğü olmadı) devalüasyonu ilân edildi...
Ve...
1958 devalüasyonundan sonra halk, o günün şartlarına göre verilebilecek olan en büyük tepkiyi verdi...
Bunun üzerine Menderes Hükümeti popülist politikalara sapmak zorunda kaldı...
Menderes ve bakanları artık ekonomiyi kurtarmanın hiçbir işe yaramayacağını...
Kurtarmaya kalksalar da 1961 yılı seçimlerine yetiştirilemeyeceğini...
Halkın:
2. Dünya Savaşı şartlarında nefret ettiği CHP'den daha çok:
DP'den nefret edeceğini gördüler...
İşi tamamen:
İç politikaya...
Yalana...
Baskıya...
Zulme dönüştürdüler...
Günün sözü"Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek aptallıktır..."
Laedri
ARŞİVLERDE YER ALSIN
1958 şartlarında pek çok yakını Adnan Bey'i:
"Orduya dikkat et, her an her şey yapabilirler" diye uyardığında...
Adnan Bey onlara:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun'un:
Kendisine olan sadakatini anlatıyordu...
Ama...
Menderes'in güvendiği dağlara kar yağdı...
Ve...
27 Mayıs 1960'ta...
Ordu içindeki genç subaylar ihtilal yaparak, seçilmiş hükümeti alaşağı ettiler...
Meclisi kapattılar...
İktidar parti milletvekilleri (Ve hatta Genelkurmay Başkanı Erdelhun da) tutuklandı...
DP kapatıldı...
Hukuka aykırı yargılamalar sonucu:
Başbakan Menderes ve iki bakanı (Maliye Hasan Polatkan ve Dışişleri Fatin Rüştü Zorlu) idam edildiler...
Bunları sadece siz değerli okurlar için değil...
Ülke ekonomisini yönetenlerin de okumaları...
Ve...
Gelecek kuşaklar için:
Arşivlerde yer alması amacıyla anlattım...
Son sözüm:
1 Nisan sonrasında yeni bir 1958 yaşayacağımızdan emin olabilirsiniz...
GEREĞİ YAPILDIAhmet Hakan, Erdoğan'ın talimatlarının gereğini yerine getirmesiyle ünlü...
Dünkü köşesinde bakın ne yazdı:
"Erdoğan İstanbul'da sahaya inmeli.
İlçe ilçe, semt semt mitingler yapmalı.
Karadenizliliğini konuşturmalı.
AK Parti'den kaçacak oyların kaçmasına engel olmalı.
Seçim kazanma deneyimini devreye sokmalı.
Seçmenini konsolide etmeli.
"Bu, gereğini yerine getirme mi Erdoğan'a akıl verme mi" diye soranlara cevabım:
"Gereğini yerine getirme..."
Çünkü...
Murat Kurum da diğerleri gibi her sabah erkenden ve öncelikle:
Ahmet Hakan ile Abdülkadir Selvi'yi okur...
Orada yazılanların...
Cumhurbaşkanının talimatları olduğunu bilir...
ERDOĞAN BU...Kimileriniz:
"Erdoğan da mı IMF'ye gidecek yani.. Ölür de gitmez... IMF için neler söyledi" diyenleriniz olacaktır...

148