Ağalarımız bizimle kafa buluyor

Babacığım rahmetli inanılmayacak vaatleri dinlediğinde: "O.uruktan tayyare, selam söyle o yâre" derdi...

Görebildiğim kadarıyla iktidar destekçileri bile açıklanan ve adına:

"Tasarruf Tedbirleri Paketi" denilen masala o gözle baktılar...

Benim ekonomi anlayışıma göre devlet tasarruf üzerine değil...

Verimlilik esası üzerine yönetilir...

Eğer siz devleti verimli yönetirseniz... Zaten tasarrufa gerek kalmaz...

Halk dilinde tasarruf, para biriktirmektir... Sözcük anlamı ise parayı (ya da tüketilecek herhangi bir şeyi) dikkatli harcamaktır...

Para biriktirmek olarak alındığında Türkiye için en zor şeylerden biridir para biriktirmek ...

Çünkü...

Halkın anladığı manada tasarruf yapılabilmesi için:

Halkın gelir fazlası olması gerekir... Yani... Bir aylık zorunlu harcamalarından sonra elinde bir miktar para kalmasıdır...

Türkiye'de böyle bir durum var mı..

Yok...

Çünkü...

Tasarruf edebilmek için bir ailenin, ülkenin orta sınıfından olması şarttır...

AKP iktidarı Türkiye'de orta direği yok ettiği için... Türkiye tasarruf eksiği olan bir ülkedir... Bu ise ekonomik büyümeyi sağlayacak kaynak yetersizliği demektir... Yani: Ekonominin, sürdürülebilir bir büyüme oranını asla yakalayamamasıdır...

Sözümün özü... Ağalarımız bizimle kafa buluyor...

AYTEN GÖKÇER

Ayten Gökçer de uçtu gitti... Harika bir insan, muhteşem bir oyuncu, mükemmel bir kadındı... Ayten Hanım'ı ilk kez izlediğimde yaşım 14 idi... Metin Oktay ile başrolü paylaşmıştı... Filme Ayten Gökçer'i değil, her Galatasaraylının hayran olduğu Metin Oktay'ı görmek (İzlemek değil) için gitmiştim... Ama...

Ergenliğe ilk adım attığım o yıllarda itiraf ederim ki ilk kez bir kadına: "Kadın ve aktris" olduğu için hayran kalmıştım... Tabii ki sinemamızın dört güzel kadının "en parlak" yıllarıydı ve her biri yılda belki 15-20 film çeviriyorlardı... Ancak...

Bu izlediğim kadın başka bir kadın, başka bir aktristi... Ve Taçsız Kral'dan birkaç sene sonra onu bu kez sahnede izledim... Ergenlikten delikanlılığa geçmiştim artık... Daha önce Audrey Hepburn - Rex Harrison ikilisinden seyrettiğim My Fair Lady filminde, Audrey Hepburn'ün rolünü üstlenmişti... Ve... Canlı performansıyla (bana göre) Hepburn'den çok daha başarılı olmuştu...

Canlarım... Hayat; doğarken, ölümü kabullenerek yaşanılacağına ilişkin imzalanmış bir senet gibidir... Protestosu olmayan... Vadesi geldiğinde ödenecek bir senet...

Ayten Gökçer de herkes gibi o senedi ödedi ve... Borçsuz harçsız gitti sonsuzluk âlemine... Cennet, mekânı olsun... Âmin...

NASIL GÜVENELİM

Adalet Bakanı Tunç, Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında gözaltına alınan 3 emniyet görevlisine ilişkin açıklama yaptı:

"Yargımıza güvenelim...".

İyi de... Önce "Bakan" olarak size güvenmemiz gerekmiyor mu..

Osman Kavala'nın yeniden yargılanma (İade-i mahkeme) talebini kabul etmeyen mahkeme heyetinin niçin görevden alındığından haberiniz yok muydu..

Bu görevden almanın ve yeni heyet atamanın sebebi: "Kavala'nın yeniden yargılanma" talebini kabul edecek olması değil miydi..

Ve fakat... Bahçeli'nin yaptığı etik ve siyasi nezaket dışı konuşmadan sonra: Yargılamayı yenileme talebini kabul edecek olan yeni heyetin talebi aceleyle reddetmesi: Tesadüf mü..

Lütfen söyler misiniz.. Yargıya nasıl güvenelim..

DÜN MÜ ÖĞRENDİ

Haberin kaynağı SÖZCÜ'den Aytunç Erkin olmasaydı: İnanmayabilirdim ama... Erkin, dedikodu yazmaz... Ne mi yazdı Erkin..

İçişleri eski bakanı Süleyman Soylu'nun, Ayhan Bora Kaplan davasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir görüşme gerçekleştirdiğini ve... Soylu'nun bu görüşmede Erdoğan'a: "Bana ve diğer arkadaşlara kurulmak istenen komplonun sadece üç polis şefiyle sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Arkasında kim ya da kimler var Bunlar ortaya çıkarılmalı" dediğini de savundu...

Sanırsınız, Ayhan Bora Kaplan dosyası dün açıldı... Soylu da kendisiyle ilgili iddiaları: Dün öğrendi...