Melih Altınok

Sabah

Kin kusuyorlar Kızılcık Şerbeti diyorlar

Eskiden Brezilya dizileri vardı yerlerini bazı Türk dizileri aldı. Arada iyi işler yapılıyor ama çok kötü örnekleri de var. Yapmacık diyaloglardan ve büyük oyunculuktan uzak, trajedi de bile mizah dilini ustaca kullanan, belli başlı bir önermesi olan "ecnebi" dizilerini izledikten sonra bu tür Türk dizileri yüzlerine bakılacak gibi değil. Arada sos

Bahçeli'yle de milliyetçilik yarışına girmezsin ama

MHP Lideri Bahçeli'nin Öcalan çıkışı sonrası, "Gordion düğümünü İskender gibi kesip attı" demiştim. Zira bir hamleyle, PKK ile organik bağlarını sürdürmelerinin gerekçesi olarak Öcalan'ı gösterenlerin elinde ne kadar koz varsa aldı. Şehirde siyaset yapan kanadı samimiyete zorladı. Ülkenin ana akım milliyetçi partisinin lideri çıkmış, "Eğer şartınız

Amerikalılar bu 'tarikat' işini biliyor kardeşim

Sorsan "Müslümanız" diyen FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen'in "darülharpteki" cenaze törenini görmediniz mi Stadyumda, tekbir getirmenin yasaklandığı, İngilizce duaların okunduğu, mevtadan "lordum" diye bahsedilen garip bir organizasyondu. İncil'den pasajlar bile unutulmamıştı. Yüzlerini güneş gözlükleri ve şapkalarla gizleyen FETÖ'cüler de açık hav

Bahçeli yapacağını yaptı, top DEM'de

Salı günü ülkenin ana akım milliyetçi partisinin lideri, Öcalan'ın arkasına saklanıp siyaseti ve Türkiye'yi sabote edenlere karşı ezber bozan, cesurca bir çıkış yapıyor. Terörün, silahların gölgesinde siyaset yapanların temel argümanlarını boşa düşürüyor. Ortaya koyduğu irade iktidar tarafından da ana muhalefetten de destek görüyor. DEM bile "hayır

Bahçeli yine herkesi ters köşe yaptı

İki gündür aksiyona doyamadık. Haftaya FETÖ örgütü lideri Fetullah Gülen'in ölüm haberiyle başladık. Diğer bölümde sebeplerini anlatacağım ama özetle bu ölüm, Türkiye'nin kırk yıldır başına musallat edilen iki belasından birinin fiilen son bulması anlamına geliyor. 9 Eylül 2001'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırılarla, 2. Dünya Savaşı sonrası dizayn

Pandemideki yoğun bakımlara hiç girmeyeyim!

Yenidoğan Çetesi davasını derinleştirmek, bu tartışmadan ticarileşen sağlık sektörüne dair dersler çıkartmak varken aylar önce soruşturma başlatarak çetenin üzerine giden yargıya saldırıyorlar. Ya da zanlıları CHP'li, AK Partili diye ayırıp dikkatleri meseleyi aslından uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Sorunu çözümsüzlüğe, kör dövüşüne havale ediyorlar.

Özel hastanelere bu aşırı ilgi neden

Türkiye katakulliyle, rüşvetle, tehditle devlet hastanelerinden özel hastanelere yoğun bakım hastası bebekleri taşıyan, faturaları şişiren, ölümlere neden olan Yenidoğan çetesini konuşuyor. Soruşturma derinleşirken dün adı geçen hastanelerden 9'unun ruhsatının iptal edildiği açıklandı. Kamuoyunun konuya ilgisi yoğun, zira konu sağlık. Ve dünkü yazı

Sorun Yenidoğan çetesinden ibaret değil

İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkındaki iddianame gündemin ilk maddesi. Kamuoyu Yenidoğan çetesine çok tepkili

Ah o 4 kişi yok mu Özgür Bey

Kamuoyu bazı tanınmış markaların ürünlerinde domuz eti çıkmasını tartışıyor. Ne var ki gıda güvenliği tartışmasında başka "günahlar" ve daha hayati tehlikeler de var. Örneğin, market raflarındaki kimyasallarla yoğrulmuş çikolatalar, gofretler, krakerler, kolalar, şekerli renkli sular; düzeltiyorum zehirler... Çoluğun çocuğun elindeki dondurma paket

Elini kırarlarmış

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş bir panelde Anayasa'nın 3. Maddesi'ndeki "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü" ifadesinin "milletin devleti ve ülkesiyle bölünmezliği" şeklinde yazılmasını savunmuş. Kurtulmuş başına gelecekleri hissetmiş olmalı ki, konuşmasında ısrarla ilk dört maddenin değişmezliğini defalarca vurguluyor. Ama ne fayda gün