Nohut daha milli

Bakliyat denince akla hemen kuru fasulye gelir. 1500'lü yıllarınbaşında, Avrupa kıtası ile tanışmış olan kuru fasulye, aslındaAmerikalıdır. Amerika'nın milli yiyeceğidir. Binbir kılığa girip, dünyasofralarında yer alır.Biz Türkler de fasulyeyi "milli yiyecek" sınıfına sokarız. Bir zamanlaryoksul sofraların baş tacı olan kuru fasulye, son zamanlarda sınıfatlasa da (kilosu 45 lira olmuş), çoğunluğun sevdiği yemek olmaünvanını kimseye kaptırmamıştır.Sermet Muhtar Alus bu konuda şunları yazar: "Fakir aileler, patlıcanihtiyar zencilerin suratı gibi pörsüklenince fasulyeye yatarlardı.Yazdan bir çuval alırlar, 6 ay yalnız onu yerler, bıkmaz usanmazlardı."Kuru fasulye, Atatürk'ten torpillidir.Onun en sevdiği yemek olduğu için, toplum tarafından "milli Yemek"sıfatına layık görülmüştür.Atatürk'ün kalabileceği her mekanın mutfağında, mutlaka bir tencerekuru fasulyenin hazır bekletildiği söylenir.Ben de herkes gibi kuru fasulyeyi severim. Ama sucuklusunu, etlisini,pastırmalısını değil. Acı, sivri kırmızı biber ve salçayla pişmiş olanımakbulümdür. Hele yanında bir de tereyağlı pirinç pilavı varsa,yemede yanında yat durumu oluşur!Suyuna ekmek doğrarım, tabağımda kalan tanelerle pilavımısüslerim.Fasulyeye tek itirazım, nohutu ikinci planda bırakmasınadır. Hepbirinci olmak ister. Bakliyatın tek kralı benim der!Halbuki nohut, fasulyeden daha millidir. Çünkü dünya yüzünde ilkevcilleştirildiği yer, güney ve güneydoğu Anadolu'dur. Oradan önceOrta Doğu'ya, daha sonra İran ve Hindistan'a yayılmıştır.Millilik konusunda da fasulye ile yarışır. Örneğin leblebi kılığına girip,büyük küçük tüm Türk insanının sevgisini kazanmıştır. Üstelik, fasulyegibi Atatürk'ten torpillidir. Onun rakı sofrasının en sevgili mezesidir.Leblebi her ne kadar Çorumlu olarak tanınsa da, Mardinliler,Elazığlılar, Kütahyalılar, Tokatlılar da kendi leblebileriyle çokövünürler.Türklerin damağıyla bundan 650 yıl önce tanıştığı öne sürülür.Mucidinin ise Şeyh Murat Gazi olduğu belirtilir.Nohut, leblebi sayesinde yediden yetmişe herkesin sevgilisi olmuştur.Fasulye ise bu kadar geniş yelpazede bir hayran kitlesine sahipdeğildir. Sofraya konması için illaki tencerede kaynamak zorundadır.Nohut da tencerede kaynadıktan sonra kılıktan kılığa girer. Çeşitbakımından fasulyeyi çok gerilerde bırakır.Örneğin kuru fasulye gibi hem salçalısı, hem etlisi yapılır. Pilavla sıkıfıkı bir dostluğu vardır. Birbirlerine çok yakışırlar. Camekanlı nohut-pilav arabaları, öğle yemeklerinde hala yoksulkesimin en sevdiği mekanlardır.Bu arabalarda satılan pilav tabii ki tereyağı ile yapılmaz. Nohut,üçüncü sınıf kırık nohuttur. Tüm bunlara rağmen, camekanlıarabalarda satılan nohutlu pilavın lezzeti anlatıla anlatıla bitmez.Hele paraya kıyıp, pilavın üstüne tavuk eti de didikletirseniz, padişahziyafetine katılmış gibi ayrıcalıklı hissedersiniz kendinizi.Fasulyeyi sabahın köründe yiyemezseniz ama nohutu yersiniz. Nizipdoğumlu nohut dürüm, tüm Güneydoğu'nun en sevdiği kahvaltıdır.Evde sabaha kadar tıkır tıkır pişen nohutları bir kaba aktaran satıcı,mahalle fırınının