Adana'da sabah trafiği bunaltıyor

Yaz tatili bitti, yayla ve denizde tatilini geçiren vatandaşlarımızın hemen hepsi Adana'ya döndü. Okullar açılmasıyla binlerce servis aracı yollarda. Bunlara işyerlerine gitmek için erken saatlerde yola çıkanları da eklersek, Adana'da sabah trafiğinin ne halde olduğunu sanırım tahmin ediyorsunuzdur.

Her çalışan gibi ben de sabahın erken saatlerinde gazeteye gitmek üzere yola çıkıyorum.

Her sabah evden büyük bir moralle yola çıkmama rağmen daha ilk metrelerde sinir katsayım yükselmeye başlıyor.

Çünkü Adana'da şehir içi yollar yetersiz. Trafiğe her gün giren araç sayısında da artış olunca yollar artık ihtiyaca yanıt vermiyor.

Bunlara bir de yol kenarlarına park etmiş araçları, zamansız yanıp sönen trafik ışıklarını da eklersek, araç kuyrukları şehir merkezine doğru ilerledikçe uzamaya başlıyor.

Hal böyle olunca direksiyon başında olan sürücüler bir süre sonra sinirlerini kontrol edemez hale geliyor. Tabii ki ilk refleksleri kornaya asılmak oluyor. Hemen her ışıkta süratli hareket etmeyen sürücüler için çalınan kornaların haddi hesabı yok. Çünkü insanların tahammül sınırlarını zorluyor trafikteki bu keşmekeş.
Bütün bunlar hepimizin bildiği gerçekler.

Ancak ben bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Adana'da çok sayıda sürücü kursu var. Araç ya da motosiklet ehliyeti almak isteyen vatandaşlar bu sürücü kurslarına başvuruyor, kurs yönetimi de hocalar eşliğinde bu kursiyerlere eğitim vererek ehliyet alacak hale gelmelerine sebep oluyor.

Buraya kadar her şey iyi. Elbette ehliyetsiz trafiğe çıkılmayacağı için sürücü kursları işlerini yapacak ve sürücü adaylarını eğitecek. Ancak dananın kuyruğu burada kopuyor.

Kent içi trafiğinin çok yoğun olduğu, bir metre ilerlemek için bazen dakikalarca beklemek zorunda kalındığı göz önüne alınırsa sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatlerde sürücü adaylarının trafiğe çıkarılmasının ne kadar doğru olduğunu sorgulamak gerekiyor.

İnsanlar sabah erken saatte yola düşmüşler, kimi okula, kimi resmi daireye, kimi işyerine, kimi mahkemeye, kimi de hastaneye gidecek. Ancak ana arterlerde sürücü adaylarının trafiğe çıkması yüzünden yollar resmen kilitleniyor. Sürücü adayı zaten panik halde. Bir de yoğun trafiğin içine girince ne yapacağını, nereden gideceğini, hangi şeridi takip edeceğini kestiremiyor. Sürücü adayı hızlı hareket edemeyince, zamanında manevra yapamayınca ve trafik ışıkları da araç yoğunluğunun olduğu bölgelerde gelişi güzel yanıp sönünce keşmekeş kendiliğinden başlıyor.

Sonra insanların hepsi sinir harbi yaşıyor. Hemen her sabah yollarda birbiriyle tartışan, ağız münakaşası yapan hatta daha ileri gidip kavga edenlere rastlamak o kadar kolay ki