Lamı cimi yok, ABD ile savaştayız

Kan kırmızı, kar beyaz. Uca dağların başında bayraklarımız var. Vatan savunması için göğsünü siper ederek al kanını ak kar üstüne döken kahraman askerlerimizden on iki yiğit şehit oldu. Bayrağımızı çizdiler karlı dağlar üstüne. Bayrağa sarılarak yuvaya döndüler. Acımız büyük. Mekânları cennet olsun. Artık gizlinecek, üstü örtülecek, geçiştirilecek, tevil edilecek tarafı kalmadı. ABD ile savaştayız. Türkiye'nin teröre karşı yaptığı sınır ötesi operasyonlar, ABD'nin millî güvenliği için tehdit imiş. Titrek başkanlarından duyduk bunu. Yalnızca eli kolu değil, kafasının içi de titriyor. Bizim sınırımızı kendi ülkesinin sanmasından belli. Böyle durumlarda "Höst" derdik. Yas ilan edilmesini isteyenler haklı. Acımızı kalbimize gömer, yolumuza devam ederiz. On iki şehit değil, on iki bin şehit versek davamızdan vazgeçmeyiz. Acımız dağlar kadar olsa da ne Gazze'yi unutturabilir bize ne de Doğu Türkistan'daki zulmü. Birliğimize ve dirliğimize kastedenler, bizi yeterince tanımamış. Ne var ki herkes birlik olmaktan yana değil. Sıra TBMM'de teröre karşı ortak bildiri yayınlanmasına gelince ortalık karıştı. Bu konuyu memleket meselesi değil, parti meselesi olarak görenler çıktı. Millî mesele, milletin meselesi olduğunu nasıl anlatmalı Savaş çıksa, Meclis ortak hareket edemeyecek demek. Zaten kırk yıldır apaçık bir savaş içindeyiz ve ortak bir bildiride buluşmak bile mümkün olmadı. Daha ne görmek gerek Ülkede yas ilan edilse, bazıları meşhur zincir kahvecisinin dış mekânında üstten ısıtan elektrik sobası altında mı katılacak Mesela Özgür Bey, ekibiyle birlikte nerede dururMillî Savunma Bakanı gelip Özgür Bey ve arkadaşlarına bilgi versinmiş. Olur, başka bir arzunuz Kendileri imza vermediği gibi, bildiriye ortak olan muhalefet partilerini de eleştiriyor. Bir gün sonra, içinde terör örgütünün adı geçmeyen ayrı bir bildiri yayınlayıp terörü lânetlemek, "biz birlik olmaktan yana değiliz" demenin