Yeter!!! Acımayın artık!..

Siyasetmiş, spormuş, diplomasiymiş, Rusya- Ukrayna savaşıymış, hepsi "fasafiso" artık... Eminim sokaklarda kime mikrofon uzatırsanız uzatın (Hırsız değilse, kara paracı değilse, uyuşturucu taciri değilse, devletten ya da belediyelerden 5 maaş birden almıyorsa ya da kalemini satan yandaş- fondaş gazeteci kılıklı değilse) bu ülkede yaşayan her bireyin artık tek yaşamsal gündemi var; Pahalılık- yokluk- açlık!.. Birkaç gün önce sosyal medyaya yansıyan bir videoda, sokaklarda pazar atıkları toplarken görüntülenen ve "kime oy vereceksiniz" sorusuna "Erdoğan" yanıtını veren, ya da çocuğuna bebek bezini artık tek tek almak zorunda kaldığını itiraf ederken, yine AKP'ye oy vereceğini açıklayan birkaç duyarsız gafili saymazsanız, bu ülkede yaşayan halkın yüzde 80'inin tek gündemi enflasyon- fahiş zamlar- geçim sıkıntısı... Herkes isyanda, herkes öfkeli... Kimse bazen aradığını bulamıyor, bulduğunu ise ne yazık ki artık alamıyor... Çünkü cepteki para Koronadan sonra döviz çalkantısını bahane eden ahlaksızların, vurguncuların, kan emicilerin fahiş zamlarının hızına yetişemiyor... Çünkü sözde denetimler ve sözde tepkilere rağmen vurguncular durmuyor, insafsızlar vazgeçmiyor, devlet seyrediyor ve soygun son hızla devam ediyor!.. Tarladan markete büyük vurgun!.. --------------------------------------- Devletin binlerce kurumunun, valilerin, belediye başkanlarının, bakanların, iktidarın il ve ilçe başkanlarının gözü önünde öyle utanç verici bir soygun, öyle ahlaksızca bir piyasa dolandırıcılığı sürüyor ki, herkesin aklına tek soru geliyor; "Piyasalarda neler oluyor, vurgunu kim yapıyor ve devlet neden seyrediyor.." Halkın tepkileri artık sıradanlaşmış ve kimse infialin ağır yansımalarını dinlemiyor... Ancak devleti yönetenlerin tepkilerine gelmeden önce, milyonlarca insanda öfke yaratan fahiş zam politikası ve piyasa vurgunculuğunun iğneden ipliğe binlerce ürünün fiyatını ne hale getirdiğine dikkat çekmek gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz vatandaşımıza ucuz et yedirmekte kararlıyız" dese de, devletin Et ve Süt Kurumu geçen hafta ete yüzde 48 zam yaparak, adeta devlete meydan okudu!.. Bir başka meydan okuma da, Varlık Fonu'na geçen Türk Telekom'un internete yüzde 67 zam yapması... Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü ise "Türkiye'de yağ ve bakliyat tedariğinde sorun yok" dese de, fiyatlar öyle kazık hale gelmiş ki, insanlar bir zamanların fakir yemeği için kuru fasulye-soğan bile alamıyor... Yandaş gazetenin biri dün "Ramazan coşkusu" diye manşet atmıştı ama, insanlar sofralarına Ramazan pidesini bile koyamıyor... Çünkü İstanbul'un Şile ilçesinde bir pide 9 liraya satılıyor... Ucuz iddiasıyla market yerine pazarı tercih eden vatandaşlar artık evlerine boş dönüyor... Milletin yüzde 90'ı kahvaltı sofrasına artık salatalık bile koyamıyor... Çünkü Türkiye'nin sebze meyve deposu Antalya halindeki zam tablosu utanç verici bir pervasızlıkla milleti soymaya devam ediyor... Antalya halinde son bir yılda sebze fiyatları yüzde 143, meyve fiyatları yüzde 26, (özellikle de domates fiyatı yüzde 191 oranında) artmış... Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandar'ın dün medyaya yaptığı açıklamaya bakılırsa, tarımsal üretici fiyat endeksindeki yıllık yüzde 68'lik fiyat artışı yüzünden gıda maddelerindeki zamlar devam edecekmiş... Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar'ın mart ayı üretici ve market fiyat farkının 5.5 katı aştığına dikkat çekmesi ise tarladan tezgaha gelen ürün arasındaki vurgunun boyutlarını anlatmaya yetiyor... Erdoğan'a acil çağrı... ------------------------- Tüm bu vahim tabloya rağmen, halkın boğazına dolanan insafsız kıskaca, milletin sofrasına dadanan yağmacılara karşı devletin tepesindeki konuşmalara ne demeli peki.. Sıradan bir insan konuşmuyor ki... Piyasa vurgunculuğu ve fahiş zamlar ne zaman gündeme gelse, halkın öfkesi ne zaman yükselse, "göz açtırmayacağız" diyor aylardır... "Denetimler sıklaşacak, milleti ezdirmeyeceğiz" diyor tepkiler yükseldikçe devletin tepesindeki en yetkili zat... İşte fakir fukaranın boğazını sıkan insafsızlık