Mehmet Faraç

Yeniçağ

Fonda Altın Koza, perdede sabun köpüğü!..

ADANA- Türk sinemasının altın çağı hiç kuşkusuz 1950 ile 1970 yılları arasındaki döneme rastlar...Yılda bazen 200 ile 300 arasında film çekilen o dönemler televizyonun etkisinin henüz yaygınlaşmadığı yıllardı...1980'e doğru gidilirken sinemada tükenişi, kıskacı ve yozlaşmayı da başlatan seks furyası sadece sektörü değil, sinema emekçilerini de vuru

Türkiye kanlı "paravan"ı dağıtacak mı..

Türkiye o derin tehdidi sonunda çok net biçimde anlamış olmalı!..Hele de bir zamanlar "Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanı" olduğunu söyleyen AKP lideri Erdoğan'ın çok daha net biçimde zihnine kazınmış olmalı o tehdit!..Karanlık, sinsi bir emperyal tuzak Afrika'dan Orta Doğu'ya kadar çadır devletlerinin kukla liderlerini oynatmak, bazen onlar üze

Tükenen Yeşilçam, direnen sinema...

ADANA - Sokaklarda afişler, bilboardlar... Salonlarda toplantılar, paneller, gösteriler, atölyeler... Ve tabii ki sinemalarda filmler...Son 54 yılda 30 film festivaline sahne olan Adana bir kez daha Altın Koza'nın heyecanını yaşarken, her şeyde olduğu gibi sanat da, (geçmişle gelecek) arasındaki hüzne sıkışırken, Yeşilçam'la yeni sinemacılar arasın

Adana'nın sinema coşkusu başladı...

ADANA- Bazı şehirler vardır ki; toprağından mı, havasından mı, suyundan mı bilinmez; sadece tarımla, sanayiyle gelişmezler, kültürle, sanatla da çok etkili biçimde öne çıkarlar...Çukurova'nın bağrı yanık toprağı, sıcakkanlı insanlarıyla sanatın ve sinemanın şehri olan Adana bu yıl da 30 dereceyi aşan sıcaklıkta düzenlenecek bir film şenliği ile har

Medya, mafya, kanlı manzara!!!

Dikkatli izleyiciler farkındadır; çuvalla alınan her biri 300-400 bölümlük Meksika yapımı "pembe dizi"ler furyası Türkiye'deki sosyal yaşamı neredeyse kilitlemişti...O dizilerde yansıtılan absürt yaşamlar 70'li ve 80'li yıllarda Türkiye'de milyonlarca insanın takip ettiği Dallas'taki "kim kime-dum duma" şeklindeki entrikalı hayat tarzının yarattığı

Gericilik, bölücülük hedefinde Anayasa!..

"Sadece partiler değil; cumhuriyetle, Atatürk'le, laiklikle kavgalı FETÖ'cülerle diğer tarikat ve cemaatler de tek noktaya kilitlenmişler; Cumhuriyeti nasıl yıkarız, iki bayraklı sisteme nasıl geçeriz, özerklik tuzağını millete nasıl dayatırız ve en önemlisi de Anayasa'yla nasıl oynarız.."Yukarıdaki satırlar 26 Nisan 2023 günü, yani 14 Mayıs seçiml

Terörü geçen piyasa anarşisi!...

Olayların içindeki çarpıklıklar bazen en çarpıcı biçimde dışa vuruyor...Hele de konu AKP ve ekonomi olunca, yaşananlar, uygulamalar ve sonrasında çıkan sorunlar farklı açıklamalarla örtbas edilmeye çalışılırken, ortaya çıkan manzara gidişatın ne kadar vahamet içerdiğini de gözler önüne seriyor...Hiç kuşkusuz, "Türkiye'nin en önemli sorunu nedir" di

Düdüklü tencere, bombalı drone!!!

Güneydoğu'da "Keleş" diye tanımlanan o silah var ya, PKK'nın elinde bir terör tüfeğine dönüşmüştü...Rus malı Kalaşnikof otomatik tüfek, kısa ya da uzun dipçiğiyle 40 yıla yakın süredir hem Güneydoğu'da, hem Irak ve Suriye'de halka ve devlete karşı ölüm kusuyor...PKK artık bir zamanlar Türkiye içerisinde 20 bin kişilik militan kadrosuna ulaşan PKK d

Çarpıklığın cenderesi rezaletin silsilesi!!!

İşte yine bir Türkiye manzarası...Yine çelişkiler, çarpıklıklar silsilesi ve yine son 24 saatte (sadece medyaya yansıyanlara bakılırsa) memlekette bürokrasinin, siyasetin ve sosyal yaşamın hangi usulsüz, kanunsuz ya da dayanaksız gidişatlara sürüklendiğinin çarpıcı fotoğrafları...Her bir örneği "bu kadar da olmaz" dedirten vakalar, bürokrasi, siyas

Suriye sınırında kanlı kışkırtma!!!

Sınır ötesindeki terör tehdidi farklı alanlardaki kışkırtma ve çatışmalarla büyük gerginlikleri de körüklüyor...Sadece Güneydoğu'da 1984'ten bu yana şiddeti dayatan PKK'nın yapılanması açısından değil, sıkışan terör unsurlarının Suriye-Irak-Türkiye hattındaki ürkütücü devinimi de dikkat çekiyor...Çünkü Türkiye içerisinde militan sayısı en alt seviy