Olduk ''küçük Amerika!..''

Nüfusun büyük bölümünün "yoksullaştır-köleleştirir" stratejisine mahkûm edildiği bir memlekette, ne yazık ki her şey "algı" yaratmak üzerine yürütülüyor... Tüm senaryolar psikolojiktir vesselam!.. Kurbağa ve kaynar su teorisinde olduğu gibi, yavaş yavaş acı çektirilen bir toplum, başı kaynar sudan çıkarılır çıkarılmaz (sanki kurtulmuş, rahatlamış bir kurbağanın şaşkınlık yaşaması gibi) gaflete savruluyor ya, pes ama pes doğrusu!.. Çünkü ezilmekten, horlanmaktan, tüketilmekten yorulmayan Türk toplumunun, son yıllarda ekonomik alanda çektiği işkencenin örtbas edilmesinde de işte profesyonelce dayatılan "algı operasyonları" kullanılıyor... Baksanıza; AKP gibi medyanın neredeyse yüzde 90'ını ele geçirmiş bir siyasal iktidarın algı operasyonunun başrolünde cirit atan matbuatın her şeyi gülpembe gösterme çabaları da, milleti bir güzel uyutmak için en etkili silaha dönüştürülmüş... Duyarsızlık, ilgisizlik boşvermişlik ve her şeye inanma hastalığı öylesine derin bir salgına dönüşmüş ki, ülkenin ağırlıklı bir bölümü çektiği işkencenin farkında bile değil; Ekmek 2 liradan 4 liraya dayanmış, benzin 15 lirayı aşmış, 1 kilo peynir 40 liradan 80 liraya ulaşmış, bir paket makarna 2 liradan 8 liraya yükselmiş, bir koli yumurta 50 liraymış kimin umurunda ki.. AKP iktidarı son birkaç ay içerisinde, işte "algı operasyonu" denilen bu oyunu üç kez sahneledi ve Türk halkının büyük bölümü uyumaya devam ediyor... ÇEYREK ALTIN FİYATINA HIYAR!.. Çeyrek altının 2002'de 32 lira olduğu bir ülkede, hıyarın kilosunun 35 liraya yükselmesi bile milleti "algı tuzağı"nın sarsıcı, kahredici girdabından kurtaramadı... Kilosu 35 lirayı aşan salatalık ve patlıcanın birer tanesinin 4 liraya ulaştığı bir ülke için geçmişte yapılan "küçük Amerika" tanımlaması bir güzel gerçeğe dönüştü de, millet içinde yuvarlandığı algı tezgahının nasıl karanlık bir oyun olduğunu yine anlayamadı... Çünkü Amerika'da (bizzat görüntülediğim) sebze fiyatlarına şaşırmıyorum artık!.. Evet; gerekçesi çok basittir gaflet gidişatının; Çünkü algı operasyonu birkaç ay önce döviz üzerinden başlatılınca, AKP'yi 20 yıldır ayakta tutan milletin yarısı hipnozun derin uykusundan kendisini kurtaramadı... Bu ülkede, daha 1.5 ay önce bir ABD Doları 18 lirayı aşmadı mı, milletin duyarlı, tepkili kesimi "nereye gidiyoruz" diye galeyana gelmedi mi.. Toplumun büyük bölümü enflasyonu hortlatan, gıda maddelerinin fiyatlarını fahiş fiyat oranlara yükselten, vurguncuların elini güçlendiren, piyasa dolandırıcılarını ve millet düşmanlarını zengin eden döviz spekülatörlerinin tezgahı karşısında, ne yapacağının şaşkınlığı içerisinde kara kara düşünmedi mi.. Ve iktidar bir akşamüstü ekonomide rahatlık sağlayan büyük bir buluşa imza atmış gibi, aniden dövize müdahale etmedi mi.. Dolar bir gün sonra 10 liraya düşmedi mi, birkaç saat sonra 13 liraya yükselmedi mi... Ve bu ülkenin topraklarında yaşayan bir güruh, algı operasyonuna nasıl kurban olduklarını bile fark etmeden, davul zurna çalarak halay çekmedi mi, medyanın AKP'yi pohpohlama furyasına alkış çalmadı mı.. Evet; bir Amerikan Doları 13,5 lirayı aşmış vaziyette, yarın ne olacağının belirsizliği ile pusuya yatmışken, meseleyi yakından takip eden ekonomistler dövizin çok kısa sürede yeniden fırlayacağını, milleti uyutan algı numarasının bir anda darmadağın olacağının işaretini veren açıklamalar yapıyor... Peki, ikinci algı operasyonunun yol açtığı vahim suskunluk ve sonrasında büyüyen kirli tuzağın ihanetine ne demeli.. MAAŞA ZAM, VATANDAŞA KAZIK!.. Akaryakıt, doğal gaz ve elektrik faturalarının çılgın boyutlara ulaştığı bir dönemde milyarlarca lira ceza verildiği ileri sürülen 5 büyük marketin piyasa üzerindeki oyunları milleti iyice açlığa, sefalete sürüklerken (iktidarın ilgili bakanlıkları piyasa denetimlerini göstermelik yapmaya çalışırken) fahiş fiyatlarla ilgili toplumda öfke büyümüşken, AKP ikinci algı oyununun düğmesine bastı... Fahiş zamlar ve hayat pahalı yüzünden maaşlarının yarısı tükenen toplumun büyük kesimi iyice çökmüşken; maaşlarına