Kuveyt'i kolla, Ukrayna'yı solla!..

Emperyalizm neden hep ikiyüzlüdür.. Ülkeler savaşırken, insanlar ölürken ve milletler çaresizken başka devletler neden seyreder.. Peki, sınırları milletler mi belirler, uluslararası çıkar kavgaları mı.. Yukarıdakilerine benzer sorular o kadar çoğaltılabilir ki; hem emperyalizmin nasıl bir çifte standardın batağında dolaştığı ortaya çıkar, hem de kendini "süper devlet" diye nitelendirilen ülkelerin ölümler ve tükenişler karşısındaki sahtekârlığı ve ikiyüzlülüğü... Ancak konu "ikiyüzlülük" olunca yakın tarihte, dünya üzerinde sergilenen bazı rezaletler var ki, bunları Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı üzerinden anımsatmak zorunlu hale geliyor.. Çünkü Rusya-Ukrayna hattındaki vahim gidişat devasa bir ikiyüzlülüğün yanı sıra, dehşet verici bir çelişkiyi ve utancı da gözler önüne seriyor... Baksanıza; emperyalizmin kavgasının, müdahalesinin ve diplomasinin aslında mazlum milletleri savunma amacı taşımadığı, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısıyla bir kez daha ortaya çıktı... Bir yerde çıkar varsa; emperyalizmin herkesi yalnız bırakacağı, herkese sırtını döneceği ve hatta herkese düşman olabileceği gerçeğini kanıtlayan binlerce olay var tarihte... Ya tabii ki emperyalizmin istediği zaman birilerine rant uğruna kalkan olacağını kanıtlayan olaylar da yaşandı dünyada... Örneğin; emperyalist çelişki ve ikiyüzlülük, Birinci Körfez Savaşı diye tanımlanan Irak'ın Kuveyt'i ilhakı ve zengin devletlerin buna sert müdahalesinde de dışa vurmuştu; Bir dönem Amerika'dan Avrupa'ya, hatta bağrında bulunduğu Orta Doğu'ya bile meydan okuyan Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, 2 Ağustos 1990'da ordusunu Kuveyt'in üzerine yürütmüş ve bu ülkeyi ilhak ettiğini açıklamıştı... 4 Ağustos 1990 günü tamamlanan işgal sırasında, Saddam Hüseyin önce Kuveyt'te Irak yanlısı bir yönetim oluşturmuş, sonra da iki ülke arasındaki sınırı kaldırmış ve Kuveyt'i Irak'ın 19. kenti ilan etmişti... Tüm dünya bu işgale gerekçe ararken, Saddam Hüseyin, Kuveyt'i, "eğimli sondaj yaparak kendi petrollerini çalmak"la suçlamıştı!.. Bazı kaynaklar ise Irak-İran Savaşı'nda Kuveyt'ten aldığı 80 milyar dolarlık borcu ödemeyen Saddam Hüseyin'i "Hem suçlu, hem güçlü" ilan etmişti... Emperyalizm ve petrol bekçiliği... Saddam'ın ilhak kararının ardından Kuveyt'te cılız bir direniş başladı... Ancak 16 bin kişilik Kuveyt askerî gücü, Irak'ın 100 bin kişilik ordusuna karşı pek fazla direnemedi. Uçaklar düşürüldü, tanklar yakıldı, iki taraf da kayıplar verdi... Irak ordusu karşısında oldukça zayıf olan Kuveyt, Saddam Hüseyin'le mücadele edecek kapasitede değildi ama, ona uluslararası destek sağlayacak çok önemli bir gücü vardı; "Yeraltındaki devasa petrol kaynakları..." Orta Doğu bataklığında kurulan çadır devletlerinin bekçiliğini, hatta rehberliğini de yapan Amerika ve Avrupa'daki dostları Irak'ın işgalini dağıtmak ve Kuveyt'i kurtarmak için hemen bir koalisyon gücü oluşturdu... Birleşmiş Milletler'in yanı sıra İngiltere, Fransa, Kanada, Güney Kore ve İtalya da Amerika'ya destek verdi... Diploması çabaları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 12 maddelik çözüm önerisi 7 ay süren işgali durduramayınca, Amerika ve Avrupa güçleri harekete geçti... Amerika denetimindeki koalisyon jetleri ve komandoları Kuveyt'in içlerinde konuşlanan Saddam birliklerine taarruz etti... Çatışma devasa bir savaşa dönüşmeden kısa sürede bitti ve Irak ordusu geri çekilmek zorunda kaldı... Saddam Hüseyin uluslararası alanda o kadar büyük baskı ve öfke ile karşılaştı ki, küçücük Kuveyt'i savunmak için ayağa kalkan Avrupa ve Amerika, bölgedeki çadır devletinin şeyhine kalkan olurken, petrol musluklarını da abluka altına almış oldu... Peki; Amerika, Avrupa ve Birleşmiş Milletler, 1990'da nüfusu 2 milyon bile olmayan Kuveyt'e niçin canla başla kalkan olmuşlardı acaba.. Sebebi yeraltındaki devasa ranttan başka bir şey değildi... Kuveyt, petrol kaynakları nedeniyle dünyanın en zengin ülkelerinden biri... Kişi başına düşen 70 bin dolarlık millî gelirle dünyanın en zengin beşinci ülkesi olan Kuveyt'in para birimi de dünyanın en değerli para birimi... Evet; Orta Doğu'da bundan 32 yıl önce yaşanmış bir işgali niçin anımsattığımızı anlamış olmalısınız... Çünkü yazının başında dikkat çektiğimiz ikiyüzlülük, emperyalizmin dünyaya hâkim olduğu bir dönemde, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle bir kez daha ortaya çıktı... Molotoflu direniş ve yalnızlık... Amerika ve Çin'den sonra dünyanın 3. süper gücü olarak nitelendirilen Rusya, aylardır planladığı bir stratejiyi uygulamaya koydu ve geçen haftalarda bünyesinde kurulan iki devletin bağımsızlığını da tanıdıktan sonra Ukrayna'ya saldırdı... NATO'nun yanı sıra, Amerika'dan Avrupa'ya