Mehmet Faraç

Yeniçağ

Sandığa mı, kaosa mı ey siyaset..

14 Mayıs seçimine sekiz gün kalmışken siyasilerin propaganda yöntemi sertleşiyor ve bu arada gerginliği arttıran çok tehlikeli vaatler, konuşmalar, iddialar, iki tarafı keskin bir kılıç gibi sandığın üzerinde dolanıp duruyor...İşte bu yüzden de dünyanın hiçbir uygar ülkesinde görülmeyecek, "seçime mi gidiyoruz, savaşa mı" şeklindeki tehlikeli bir a

IŞİD'in Dera'sı, devletin darbesi!!!

Suriye'de emperyalizmin iç savaş kışkırtmaları "Arap Baharı" adı altında pazarlanırken, büyüyen kaos sadece Şam'ı değil, Türkiye'yi de tehdit altına sürüklemişti...Esad'ı devirme planında paralı asker olarak kullanılan dinci militanlar El Kaide'den sonra IŞİD kılığında terör estirmeye başlamış, ancak örgütün Türkiye ve Avrupa'daki eylemleri ABD ile

14 Mayıs seçimini kim kazanmalı..

Cumhuriyet tarihinin olmasa da; belki de son 50 yılın en yaşamsal seçiminde herkes aynı soruyu soruyor; "Seçimi kim kazanacak.."Oysa liyakatsız- beceriksiz- vizyonsuz siyasetçilerin sadece partilerini değil, ülkeyi de mahvettiği bir ortamda sorulması gereken sorular tam tersi olmalı;"Seçimi kim kaybetmeli, seçimi kim kazanmalı.."Cumhuriyetin 100. y

Seçimdekiler, paniktekiler, pusudakiler!..

Kimse masa başı anketlere sığınarak sakın ola kendini kandırmasın..Evet; seçim laik cumhuriyetin geleceği açısından ne kadar yaşamsal ise, başta iktidar ve muhalefet olmak üzere, tüm siyasi merkezlerle onlardan nemalanmak isteyenler için de giderek daha fazla yaşamsal hale geliyor...İşte birçoğu, muhalefet ve iktidar cenahındaki partilerden milletv

"Kimin eli, kimin cebinde" siyaseti!..

Tarihin geçmiş dönemlerinde Türk siyasetinin bu kadar farklı unsurlarının bir araya geldiği; hatta, deyim yerindeyse "kimin eli, kimin cebinde" sorusunun da sıklıkla sorulduğu bir süreç oldu mu acaba..İşte sadece siyasetin ideolojik kökleri, parti tüzükleri, programları değil, liderlerin geçmişte birbirine yönelik neredeyse Yüce Divan'da yargılanma

Algı savaşı, troll çamuru, sandığın gerçeği!..

2023 yılının ilk ayından itibaren Türkiye'de internet kullanıcılarının sayısı 71,38 milyona ulaşmış...Yani nüfusun yüzde 83,4'ü sanal alemdeymiş!!!2022'ye oranla internet kullanıcılarının sayısında 1,3 milyonluk artış da olmuş...Türkiye'de sosyal medya kullanıcı sayısı ise son bir yılda 69 milyondan yaklaşık 62 milyona gerilemiş...Ülkemizde en çok

Anayasa'ya tuzak ittifakı!...

İktidarla muhalefetin iki büyük partisi arasında hiç kuşkusuz ekonominin gidişatı ile ilgili tartışmalar bitmedi...Korona salgını ve daha sonraki deprem felaketleri bir yandan üretimi ve işsizliği artırırken, diğer yandan da enflasyonu hortlattı ve bu sırada zaten geçim sıkıntısı çeken milyonlarca insanın alım gücü iyice düştü...Türkiye'de artık ic

Seçimler kim ve ne için yaşamsal..

Ne güzel söylemiş Gazi Mustafa Kemal Paşa, "Hakimiyet bilâ kayd-u şart milletindir..."Duvarında günümüz Türkçesiyle "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni saran karanlık tehdit ve cumhuriyetin gidişatı açısından çok önemli anlamlar ifade ediyor bu cümle...Aynı zamanda, Kurtuluş Savaşı öncesi emperyalizmin Ana

Sandıktan sonraki derin kuşkular!!!

Türk halkı cumhuriyet tarihinin en yaşamsal seçimlerinden birine odaklanırken, gündemi sarsan, toplumu ürküten öylesine vahim bir gidişat var ki, hem "eyvah eyvah" dedirtiyor, hem de "burası Türkiye, her şey yaşanabilir" diye derin bir korkuyu deşifre ediyor!!! Türkiye; vekil adayları listesinin her partide yaşadığı sarsıntıyı konuşurken, hiç kuşku

SİHA, suikast, seçim!!!

Hem PKK, hem HDP yöneticilerinin son günlerde seçim kaygısıyla yaptıkları ürkütücü açıklamaların perde gerisi sorgulandığında, örgütün sınır ötesinde yaşadığı gerginliğin izleri de ortaya çıkıyor... Türkiye sınır ötesindeki terör tehdidini yok etmek için çabalarken, "nokta operasyonları"nda ulaşılan sonuçlar PKK'nın yaşadığı gerginliği iyice arttır