1 Mayıs, bayram ve acı tablo..

Bir Urfa türküsü der ki; "Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime..." Bugün 1 Mayıs ya; Türkiye'de çalışanların yaşadığı sorunlar ve her 1 Mayıs'ta (1977'deki katliamın kurbanlarını anmak için) Taksim'e çıkmaya çalışan emekçilerin karşılaştıkları engeller dışında, işçilerin çarpık ekonomik düzende yaşadıkları ağır çıkmazlar da, bayramın bir hayal olduğunu ortaya koyuyor... Çünkü Türkiye'de emekçilerin içinde bulundukları vahim tablo ne yazık ki 1 Mayıs'ın bayram olarak kutlanmasını kahredici bir hâle getiriyor... Hele de Suriyelisi, Afgan'ı, Hintlisi, Iraklısı, İranlısı ve Afrikalısı ile birlikte milyonlarca kaçağın istihdam sıkıntısını da kangrenleştirdiği bir ülkede, konu iş kazaları, sigortasız ve sendikasız çalıştırılan güvencesiz kitleler olunca, emek tablosundaki iç karartıcı manzara giderek kötüleşiyor... "Dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü" olarak emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan ve bir çok ülkede resmî tatil olarak kabul edilen 1 Mayıs, Türkiye'de ilk kez 1923'te resmî olarak kutlansa da, sonrasındaki yaklaşımlar işçi sorunlarını gideremiyor... Nisan 2008'de "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilen 1 Mayıs, 2009'da TBMM'de kabul edilen yasayla resmî tatil ilan edilse de, Türkiye'de milyonlarca emekçinin bu özel günü bayram olarak kutlayacak hali kalmamış... Emekçilerin sorunlarını en yüksek biçimde yansıtması açısından "bayram" ya da "resmî tatil" uygulamaları iyi de, işçilerin vahim hallerini ortaya koyan araştırmalar her açıdan yıkımı, çaresizliği ve sömürüyü yansıtıyor... Çünkü bırakın işçi haklarını, emekçiler can güvenlikleri açısından bile uçurumun başında bocalıyor, eğitimsizlik-denetimsizlik ve başıboşluk bir türlü giderilemiyor... RANT, DENETİMSİZLİK VE ÖLÜM!.. Türkiye'de her ay onlarca emekçi iş kazalarında yaşamını yitiriyor... SGK verilerine göre 2019 yılında iş kazaları zirve yapmış... O yıl 423 bin iş kazası kayıt altına alınmış... Yani her saatte 48'den fazla iş kazası meydana gelmiş... İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), verilerine göre, Türkiye'de 2018 yılında en az 1923 işçi yaşamını yitirdi... Medyaya yansıyan İSİG'in 2019 yılı raporuna göre ise iş kazasında hayatını kaybedenlerin sayısı en az 2427. 2021 yılının sekiz ayında kazalarda ölenlerin sayısı ise 1494'e ulaşmış... Buna göre Türkiye, El Salvador ve Cezayir'den sonra işçi ölümlerinde dünya 3.sü iken, Avrupa'da 1. sırada yer alıyor... Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 82 ülkeden derlediği verilere göre de, Türkiye'de sigortalı işçi başına iş kazalarında yaşamını yitiren çalışan oranı yüz binde 15,3 olarak belirlenmiş... Eurostat ve SGK istatistikleri birleştirildiğinde de, Türkiye, ölümlü iş kazalarında Avrupa'da birinci sırada yer alıyor... Yaralanmayla sonuçlanan iş kazalarının yüzde 3,32'sini ise bina dışı yapıların inşaatı, yüzde 5,20'sini özel inşaat faaliyetleri oluşturuyor... Türkiye'de rantiyenin en çok para kazandığı sektör inşaat olmasına rağmen, emekçilerin bu alanda can güvenlikleri her açıdan tehlikede... Çünkü en çok ölümlü kaza inşaat sektöründe yaşanıyor... İnşaatın sektöründe meydana gelen toplam iş kazaları ise tüm sektörlerde meydana gelen iş kazalarının yüzde 15,57'sini oluşturuyor... İnşaat sektöründe yaşanan iş kazaları; en çok çalışanın düşmesi, elektrik çarpması, malzeme düşmesi, yapı makinası kaynaklı meydana geliyor... Türkiye'de meydana gelen iş kazalarında madencilik, metal-makine ve kara taşımacılığı sektörü de önde geliyor... Bu dört sektörde meydana gelen iş kazaları toplam iş kazalarının yüzde 44'lük bir kesimi oluşturuyor... Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2021 verilerine göre de, işçiler en çok mesailerinin 3. saatinde iş kazası geçiriyor... Yaşanan kazaların yüzde 98'lik bir