Servet gelir ve yoksulluk siyaseti

Muhalif partiler, hükümetlerin ekonomi politikalarının başarısız olduğunu ispatlamak için toplumun en fakir 5'inin yaşadıkları zorlukları vurgulamaya meyillidirler.

Bu sayede hem yoksulların hem de vicdan sahiplerinin oylarını alabileceklerini umarlar fakat nadiren başarılı olurlar.

Niçin

Şu anda Türkiye'nin "en büyük şirketler grubuyla en yüksek borçluları" neredeyse aynı kişilerdir çünkü iktisadi gelişmeyle krediler arasında doğrusal bir ilişki vardır.

Kredi, başarılı müteşebbislere yatırım harcaması yapma yani karlılığını yani servetini artırma fırsat ve imkanı sunar.

Kredi demek, siyasilerin ağzıyla söylersek "aş demek, iş demek" hükümetin ağzıyla söylersek "üretim, istihdam, ihracat ve büyüme" demek.

Acaba muhalif partiler, yoksulların yaşadığı zorluklara değil de "kredi şartlarına odaklansa" daha fazla ilgi görebilirler mi

Türkiye'de şu anda 500 milyar dolar civarında bir kredi ve mevduat hacmi var; 500 Milyar dolar aşağıda görüleceği gibi düşük bir seviye.

Kredilerin, hiç olmazsa GSYH kadar olması beklenir. GSYH: Bir trilyon 330 milyar dolar.

Türkiye'nin kredi hacmi, bazı akran ülkelerle karşılaştırıldığında, mevcut seviyesinin üç katına kadar çıkabilir.

Acaba şirketler aldıkları kredileri üç katına çıkarmak isterler mi

Acaba Bankalar, kredi hacmini bu kadar artırabilirler mi

Bu iki sorunun da kısa cevabı evettir fakat bu yazıda "öncelikle" kredi verilecek firma ve sahiplerinin servetlerinin bu kredilere teminat olabilecek yeterlilikte olup olmadığını irdeleyeceğiz.

TCMB son enflasyon raporunun 48. sayfasında "Hanehalkı Varlıklarında Değerleme Etkisi" başlıklı bir çalışma yayınladı; bu yazımızda TCMB'nin çalışması, biraz daha detaylandırılacaktır.

GERÇEK VEYA TÜZEL KİŞİLERİN NE KADAR SERVETİ VAR

Hanehalkının Serveti, TCMB gibi, üç başlık altında irdelenebilir: Gayrimenkul, Finansal Varlıklar ve Yastıkaltı Altınlar.

Gayrimenkul derken konut, işyerleri ve tarım arazilerini; Finansal Varlıklar derken mevduat, hazine bonotahvilini ve hisse senetlerini; Yastıkaltı Altınlar derken de banka hesaplarında olmayan fakat Türkiye'de olan altınları kastedeceğiz.

1)Gayrimenkul: Konut, işyeri ve tarım arazileri.

Konut: TÜİK istatistiklerine göre Türkiye'de 28 milyon hane var. TCMB istatistiklerine göre Türkiye'de konutların "ortalama" fiyatları, 100 metrekare için 102 bin altı yüz dolardır. (her türlü şerefiyeden arındırılmış, hedonik fiyatlar) Örnekler: İstanbul 5.573.600 TL, Ankara 4. 061.300 TL ve Kayseri 1.887.370 TL

Nüfus İdaresininden adedini ve TCMB verilerinden ortalama fiyatlarını bildiğimiz yaklaşık 28 milyon konutun değerinin 100 bin dolardan 2,8 Trilyon dolar ettiğini anlayabiliriz.

İşyerleri ve yazlıklar: Peki TCMB'nin hesaplara dahil etmediği ve gerçek kişilerin mülkiyetinde bulunan dükkan, ofis ve depolar ne kadar ediyor

Mevcut 28 milyon konuttan başka, TCMB'nin hesaplara katmadığı, 4 milyon civarında genellikle yazlık veya ikinci ev olarak kullanılan başka konutlar da var.

Doğrusu elimizde bunları ölçecek objektif veriler yok. Konu üzerine sağda solda çıkmış verileri derleyip toparladım fakat yine de kesin değil.

Dört milyon konut, dükkanlar, depolar, ve ofislerin toplam değerini en düşük 360 ve en yüksek de 460 Milyar dolar olarak hesapladım; ortalaması 410 Milyar dolar. (Değer olarak 28 Milyon konutun 15'i kadar edebilir)

Tarım Arazileri: Türkiye'de kişi başına tarımsal üretimin yıllık cirosu en çok 800 dolar olabilir, yani 70 milyar dolar. Tarım arazilerinin fiyatını da yıllık cirolarının üç katı olarak belirledim: 210 Milyar dolar.

Gayrimenkullerin Toplam Değeri: 3 Trilyon 420 Milyar Dolar (Konut: 2.800 M işyeri ve yazlık: 410 M Tarım Toprağı: 210 M ) oluyor.

2) Yastıkaltı Altın: TCMB 30 Eylül 2024 itibarıyla hanelere ait yastıkaltı altınların 311 milyar dolar olarak hesaplamış. (30 Eylülde bir ons altın 2.658 dolardı) Yazının yazıldığı 17 Şubatta bir ons altın 2.904 dolardı ve bu fiyatla yastıkaltı altınlar 340 milyar dolar ediyor.

3) Finansal Varlıklar: Finansal varlıklar TL ve döviz mevduatı, hisse senetleri, bono ve tahvillerden oluşur. TCMB Eylül 2024 itibarıyla bu değerleri 505 milyar dolar olarak açıkladı.

TCMB'nin 505 milyar dolarlık Finansal Varlıklar kalemi içinde hisse senetlerinin payı veya değeri açıklanmamış.

TCMB'nin TÜİK'le beraber yaptığı Sektör Bilançoları toplulaştırma çalışmaları, her sektördeki bütün firmaların bilançoları toplulaştırılarak tek bir bilançoya dönüştürülüyor. Bütün sektörlerin bilançoları da toplulaştırılarak ve tek bir bilançoya dönüştürülüyor.

Toplulaştırılmış bu 2023 yılsonu bilançolarına göre, yaklaşık bir milyon 60 bin firmanın özkaynakları, borsacıların diliyle söylersek defter değerleri 360 milyar dolar ediyor. 2024 sonunda bu rakamın 440 milyar doları aşacağı kesin gibi duruyor.

TCMB, 505 milyar dolarlık Finansal Varlıklar kalemine, hisse senetleri için en çok 160 milyar dolar eklemiş olabilir.

Dolaysıyla servet hesaplarına eklenmemiş ve defter değeri 200 milyar dolar civarında olması muhtemel firmalar var.

Biz de bu çalışmada, hisse senetleri için 200 milyar dolar değil fakat 150 milyar dolar kadar bir tutarı servete eklemeyi uygun bulduk.

Öte yandan bilançoya tabi olmayan iki milyon civarında küçük esnaf ve mikro firmanın da (mevduat, gayrimenkul ve yastıkaltı altın hariç) bazı varlıkları olabilir; örnek: Otobüs, kamyon, minibüs, taksi motosiklet, iş makina ve teçhizatı, stoklanmış malzemeleri vs. fakat bu varlıkları dikkate almayacağız.