Savaşın mağlubu Ukrayna mı NATO mu

ABD, Z. Brzezinski'nin stratejileri doğrultusunda, Sovyetler Birliği'ni Afganistan'a girmeye mecbur etmiş ve adeta Afganistan'da yıkılmasını sağlamıştı.

2019'dan itibaren ABD, Ukrayna'da aynı taktikleri Rusya'ya karşı kullandı ve yine istediği sonucu aldı.

Konuyu yakından takip edenler Rusya'nın er ya da geç; Amerika'nın kurguladığı tuzağa düşerek Ukraynayı işgale yelteneceğini iddia ediyorlardı.

Tarih 20 Şubat 2022 yani Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden iki gün önce atılan bir tweet dizisi:

"ABD ve Müttefikleri, kısaca BATI, Çin'e karşı başlattıkları mücadelede Rusya'yı yanlarına çekmek için hangi tavizleri verebilirler

Verilmesi mümkün olan her tavizi vermeye hazır oldukları fakat bunu öneriye dönüştürecek ortam oluşmadığı anlaşılıyor.

Doğrusu, Rusya, BATI'nın verebileceği tavizlerin ne olduğunu tamamen bilse bile, bunları taviz diye talep etmez; edemez.

Çünkü BATI'nın taviz olarak gördüğü her olguyu Rusya, doğal ve tarihi hak olarak görüyor.

Tarafların eninde sonunda, bu tavizler çerçevesinde anlaşacakları kesin fakat orta ve uzun vadede.

Kısa vadede anlaşamazlar, çünkü, ancak bazı yaşanmışlıklar bu anlaşmaları, tarafların gözünde meşru ve mümkün kılabilecek.

BATI, Ukrayna, Gürcistan ve Orta Asya'yı RUSYA'nın nüfuz alanına kolaylıkla terk eder. Çünkü, bu terk edişlerin BATI'ya gerçek bir maliyeti yoktur.

Stratejik kazançlar için bazı taktik kayıplar göze alınabilir.

BATI için sadece stratejik amaçlara ulaşmak, zorunluluktur.

Rusya, Ukrayna'yı işgal etmek zorunda ve edecektir.

BATI bu işgali istiyor ve bunu sağlamak için Ukrayna'nın NATO'ya girmesinin yollarını döşüyor.

Ukrayna'nın NATO'ya girmesi, Rusya için bir hezimet olacağı için Rusya, Ukrayna'yı işgal etmek zorunda ve edecektir.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, BATI'nın Rusya'ya karşı yaptırım yapmasını tüm dünyanın gözünde adeta meşrulaştıracaktır.

Bu yaptırımların başında SWIFT gelmektedir.

Rusya'nın SWIFT uygulamasından çıkarılması demek, Küresel Bankalardaki ve hesaplarına ulaşamaması demektir.

"Rusya'nın 600 milyar rezervi var" ifadesi, bankalarında basılı olarak 600 M parası olduğu anlamına gelmez.

En çok on milyar nakit para RUSYA'da olabilir.

Gerisi kaydi paradır, yurt dışındaki bankalarda tutulur ve bunun delili de sadece SWIFT mesajlarıdır.

Yani SWIFT yoksa parayı havale etme, yani kullanma yani harcama imkanı yoktur. SWIFT'in olmaması, paranın bloke edilmesi, etkisi yaratır.

Böyle bir senaryonun ekonomi üzerindeki etkileri çok yıkıcı olur.

Pazarlık için bu yaptırımın kullanılacağı apaçık bir gerçekliktir.

Kısmen veya tamamen işgal edilecek Ukrayna'da silahlı kalkışma dahil her türlü karışıklığın oluşması için BATI, elinden geleni yapacaktır.

Daha sonra, köşeye sıkışmış RUSYA'nın onurunu da gözetecek bir havuç-sopa politikası devreye girebilecektir.

"Dile bizden ne dilersen, yeterki ÇİN'e karşı yanımızda ol" denilecektir.

NATO'ya veveya AB'ye henüz girmemiş tüm eski Sovyet ülkelerinin RUSYA'nın nüfuz alanına terk edilmesi ve bütün yaptırımların sona ermesi tavizleri, uzuuuun pazarlıklardan sonra verilecektir.

Maalesef işgalsiz ve anlaşarak bu sonuçlara ulaşmak mümkün gözükmemektedir.

Bu tavizlerin en büyük zararı Türkiye'ye olacaktır. MevlutCavusoglu

Bazan böyle olur: Tarihin çarklarının kötüye doğru döneceği bilindiği halde, bu, durdurulamaz ve engellenemez.

90 dakikası BATI tarafından planlanmış bir işgal-çatışma-yaptırım-uzlaşma maçıyla karşı karşıya kalınacaktır.

Türkiye'nin bazı hayati menfaatleri, mesela Azerbaycan, pazarlık masalarının konusu olabilecektir.

Peki, Türkiye ne yapmalı

Doğrusu, BATI, bir müttefik olarak Türkiye'yi pazarlık masasına davet etmeyi tercih etmeyecektir.

Türkiye'de yaptırımlar aşamasında daha özerk davranmaya meyilli olacaktır.

Unutulmaması gereken olgu, bu ihtilafın mutlaka ama mutlaka uzlaşıyla biteceğidir."

Yukarıdaki tweet dizisi bana ait.

Üç yıl sonra bugün, bu tweet dizisinin virgülünü bile değiştirmek istemem.

İşgalden iki gün sonra da aşağıdaki tweet dizisini atmışım:

Mevcut nizam-ı alem, yani dünya düzeni; II. Dünya savaşından sonra Anglosakson ABD ve İngiltere'nin kurduğu, geliştirdiği ve yönettiği daha önce eşi benzeri görülmemiş çapta yaygınlaşan, oldukça başarılı bir tasarımıdır.

Fakat geleceği tehdit altındadır.

Gerçi şimdiye kadar karşılaştığı pek çok ölümcül tehdidi bertaraf etmeyi başardı: Kore ve Vietnam savaşları, Japon sanayileşmesi ve ideolojik Sovyet tehdidini dönüştürüp sistemine eklemledi.

Japonya'yı öyle bir dönüştürdü ki, Japonya'nın her başarısı bu düzenin gücünü artırdı.

Çin'in de Japonya gibi olacağını umuyorlardı fakat yanıldıklarını anladılar. Çin, bırakın Japonya gibi hazmedilip sisteme entegre edilmeyi, tam tersine, mevcut düzenin varlığına bir tehdit olmaya başlamıştı.

Çin hem mevcut düzeni başkalaştırmak hem de başına geçmek istiyordu.

Anglosakson dünyası, en az on yıldır Çin'in yarattığı bu tehdidi nasıl bertaraf edebileceğini düşünüyor.