Faiz indirimi değil daha fazla sıkılaşma

Hafta sonu İTO, İstanbul Ticaret Odası, Kasım ayı enflasyon oranını 3,07 olarak açıkladı ve moraller bozuldu. Piyasa oyuncuları Kasım ayı enflasyon oranını 2 civarında bekliyordu; galiba 2,30'larda gelecek.

Enflasyonu düşürmek gerçekten çok zor.

Enflasyonun pek çok belirgin, ısrarlı ve katı parametresi var; bu parametreler, birbirleriyle etkileşim içinde yollarına devam ederler. Çoğu birlikte yavaşlar veya birlikte hızlanırlar.

2024 yılı Merkezi Yönetim bütçesi 70 artırılmıştı.

Bütçe büyüklüğünün GSYH'ya oranıyla, enflasyon arasında doğru orantılı bir ilişki var.

Kural: Ne kadar az bütçe büyümesi o kadar düşük enflasyon; diğer parametreler sabit.

2025 için Merkezi Yönetim Bütçe artış oranı 32 öngörüldü.

Soru: Acaba daha düşük bir oranda artırılamaz mıydı

Cevap: Kamu çalışanları ve emeklilere Ocak'ta enflasyon oranında yani 16 ve Temmuzda da 12 zam yapılması öngörülüyor; bileşiği 30.

Bütçe giderlerinin yaklaşık 60'ı da şu ya da bu kalem altında ücretlerle ilgili olduğu için daha düşük bir bütçe büyümesi mümkün olamazdı.

Memur ve emekli maaş zamları, daha çok, hizmet fiyatlarına talep yönlü etki eder.

Enflasyonun ikinci en kritik belirleyicisi de asgari ücret ve asgari ücret artışının tetiklediği ürün maliyetleridir.

Son köşe yazısında, enflasyona endeksli yani 46 oranında bir asgari ücret zammının enflasyonu 25 - 29 bandına ve 30'luk bir zam oranının da enflasyonu 20 - 25 bandında oluşturabileceğini yazmıştım.

Enflasyonun üçüncü en kritik belirleyicisi de kredi hacmidir. Son yıllarda enflasyon oranıyla M3 (kabaca, vadeli ve vadesiz mevduat ile para piyasası fonlarının toplamı) geniş para arzının paralel hatta eşite yakın oranlarda artığını görüyoruz.

Kamu, ekonominin canlanmasını yani iktisadi faaliyet artışını, diğer bir deyişle büyümeyi amaçladığında para ve maliye politikalarıyla piyasaları tetikler; kişi ve kurumlar da krediler yoluyla yatırım ve tüketim harcamalarını artırır.

İktisadi faaliyet artışının ihtiyaç duyduğu parasallaşmayı bankalar ve likiditeyi de merkez bankaları sağlar.

Şu anda TCMB bankalara, TL kredilerinde aylık 2 ve döviz kredilerinde de 1,5 üst sınır getirmiş. İstisnalarıyla beraber ve kur artışları dâhil yıllık kredi artışının 30'u ulaşması hiç sürpriz olmaz.

Kredi büyüme oranıyla ve enflasyon oranı arasında son yıllarda Türkiye'de neredeyse bir paralellik oluştu.

Dördüncü bir konu da kur artışlarıdır. TCMB, 2025 için kur artışlarının 15 civarında olması gerektiğini ima ediyor.

Döviz kurların uzun süre baskı altında tutulması başka sorunlar yaratır; yine de kısa vade de baskı altında tutulan döviz kurları ithal ürünleri ucuzlattığı için enflasyonla mücadeleye katkı sunar.

Bu dört veriden bir model oluşturup baktığımızda enflasyonun, TCMB'nin öngördüğü üst sınır olan 26 civarında gerçekleşebileceği söylenebilir.

Yukarıdaki dört maddeye ilaveten kritik belirleyici ve tahmini zor başka parametreler de var.

Başta enerji olmak üzere emtia fiyatları, bilhassa enerji ürünleri olan doğal gaz ve petrol ürünlerini tahmin etmek zor.