Günü mü, yüzyılı mı kurtaralım

Bir ülke düşünün ki tasarruf açığı olduğu dile getirilisin diğer taraftan aynı ülkede on milyarlarca dolarlık, sahiplerince bile tutarı bilinmeyen altını, dövizi olsun. Üstüne bir de bankalarında yüzlerce milyar dövizi bulunsun. Ama gel gör ki dış satımı, refahı artıracak her yatırım için kaynak yetersizliği yani para bulma sıkıntısı olsun!Hane haklını suçlamak kolay, yahu bozun şu altınları demek çok kolay. Ama yıllarca çalışılan, alın teri akıtılan, zor günlere veya yaşlılığa saklanan bu kaynakları tasarruf sahibi canı gibi korumakta sonuna kadar haklıdır.Ne yapsın hane halkıBunca emek koyduğu, yemeğinden, keyfinden kıstığı, çocuğunun rızkından arttırdığı birikimi yerel parada tutayım da (negatif reel faiz ortamında) enflasyon hiç etsin der mi Altına, dövize koymasın da, ne yapsın Borsaya koysun Finansal okuryazarlığı olan bir kısım için olabilir. Ama ya ekseriyet riski nasıl yöneteceğini nasıl bilsin Hayatında adını duymadığı bilançoyu nasıl okusun da temel analiz yapsın da riskini ölçsün de Uzar gider. Peki o halde fon alsın Hangi fonu alsın Tahvil fonu mu borsa fonu mu Hangi fon şirketine güvensin Güvencesi var mı Yok bu da olmaz İşte durumumuz bu! Bu nedenle en rahat, kesin, tecrübe edilmiş altın, döviz! Çok tasarrufu varsa otomobil, daha fazlası varsa konut, arsa!Sorun hane halkının tercihlerinde dersek kolaycılık yapmış oluruz. Zira sorun onlar değil onları tercihsiz bırakan sistemdir. Şimdi gelelim arz bölümüne; geçen günlerde Hazine Maliye Bakanımızın açıklamaları doğrultusunda kredilerde daraltılmaya gidileceği ifade edildi. Kredilerdeki genişlemenin cari açık üzerine ve enflasyon üzerine etkisinin negatif olduğu yakın dönemin verileri ile sabittir. Ancak Bakan beyin bahsettiği bireysel krediler toplam kredilerin beşte birini oluşturmaktadır. Kalan dörtte üçlük bölüm krediler ticari kredilerden oluşuyor. Son dönemde meydana gelen enflasyon-cari açık sorununda ticari kredilerin payı çok fazladır. Ticari krediyi bulan otomobil aldı, gayrimenkul aldı! Yazlık ilçemiz Bodrum'daki konut enflasyonu bunun neticesindedir! Ticari kredilerin üretime, istihdama ve sonuç olarak ihracata dönmesi esas mesele ve gerektir. Odak olmamız gereken konu, kredilerin üretime dönmesi için gereken regülasyonlardır. Bu hedefle şunu belirtmeliyiz ki ihracata dayalı reeskont kredilerin hacminde son üç ayda on kat artış yapılması çok ama çok kıymetli bir adımdır. Bu noktada,