Vergi teşviki ile amaçlar örtüşüyor mu

Türkiye Ekonomik Modelinde "kur" avantajı ile ihracatın arttırılması temel alındığı ifade edilmişti. Bu çerçevede Türk Lirasının değer kaybetmesi hedefler dahilinde olabilir. Diğer temel hedefin de "düşük faiz ve enflasyon" gerçekleşmesini sağlamak olduğunu açıklamalardan bilmekteyiz. Bu çerçevede atılan adımlar ile beraber yükselen kurun iç talep kaynaklı olduğunu da muhtelif kez ifade edildi.Kısaca bakacak olursak; Devlet Borçlanma senetleri ve türevlerinde yabancılara ait nakit kalmazken sadece Borsa İstanbul'da park etmiş hisse senedi yatırımı (40 civarı) bulunmaktadır. Bunun da çoğunluğu "Bıyıklı Yabancılar" dediğimiz esasen parasını yurtdışına çıkarmış Türklerin, oralardan yabancı bankaları kullanarak Türk sermaye piyasalarından işlem yapması şeklinde gerçekleşen işlemler olduğunu ifade edersek karşı duran olmayacaktır. Toplamdaki net gerçek yabancıyı tam bilememekle beraber yüzde 40'lara oturmuş haliyle bir sürü çalkantıya rağmen gerilemekte zorlanan haline bakılırsa çoğu "bıyıklı yabancı" larımıza aittir.Buna karşılık TL mevduatta 90 günde vadesi dolan kabaca 1.9 Trilyon TL lik nakit bulunmakta, buna karşılık verilen faizin Kasım ayında senelik yüzde 16 civarında seyretmesi ile beraber vadesi dolan her TL mevduat sahibinin örnek olarak 100 bin tl sine bankaların 90 günlüğe 4 bin tl gibi bir rakama karşılık dövizde bunu belki 10 günden az bir zamanda kazanmaya dönmüş olması fasit döngüyü başlatıp iç döviz talebini patlatmıştır.Dolayısıyla durdurulması gereken yabancı talebi yok, yerli talebi vardı. Bu çerçevede faizi yerine "KKM" sistemi geliştirilip en az döviz karşılığı duracak belki bir ihtimal üzerinde bir getiri sağlayacak araç ortaya çıkmıştır. Bunun üzerinde bir getiri derken reel olarak bir getiriden bahsetmediğimiz aşikardır. Konumuz bu değil açmayacağım.Esas meseleye geliyorum; Türkiye Ekonomi Modeli'nin en önemli araçlarından kur korumalı TL mevduat ürünü gerçek kişilerin ardından geçen ay tüzel kişilere de yönelik olarak devreye alındı. Bu sistemle alakalı ciddi teşvikleri içeren vergi avantajları geçen hafta sonu resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu çerçevede kahir ekseriyetin Merkez bankasının 3 aydan başlayan ancak Hazine ve Maliye Bakanlığının ise 6 aydan başlayan zaman ikilemine anlam veremezken esas konun bu olmadığı düşüncesindeyim.Bireylere verilecek teşviklerin sonuna kadar arkasındayım. İki nedenden dolayı, birincisi her ne kadar gelir eşitsizliği