Rabbimizin verdiği en büyük nimet...

M. Said Arvas Hocadan Hatıralar... Aklımızın ermediği şeyler çoktur. Bunu yüce Rabbimiz bildiği için en büyük nimet olarak bizlere peygamberleri gönderdi... Rabbimizin üzerimizdeki nimetlerini saymakla bitiremeyiz. Nasıl sayabiliriz ki; kavuştuğumuz, fakat bilmediğimiz nimetler, bildiklerimizden daha çoktur... Bu nimetlerin büyüklerinden olan akıl nimeti, büyük önem taşır. Fakat o da tek başına bir şey yapamaz, onun da diğer organlarımız gibi belli bir kapasitesi vardır. Gözümüzle belli bir mesafeyi görebiliriz, kulaklarımız belli bir mesafeden sesi duyabilir. Burnumuz gene öyle... Aklımızın da ermediği şeyler vardır ve çoktur. Bunu yüce Rabbimiz bildiği için, bizlere acıdı ve en büyük nimet olarak bizlere peygamberler gönderdi, kitaplar indirdi... Aklımıza kalsaydı; iyi ile kötüyü, hayır ile şerri nasıl ayırt edebilecektik, gözlerimizle göremediklerimizi nasıl tanıyacaktık Mesela: İmanın şartlarından biri olan meleklere imanı, nasıl elde edebilecektik Rabbimizi ve O'nun sıfatlarını, kıyamet gününü, tekrar dirileceğimizi ve yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimizi onlar bildirmese idi, aklımızla ne zaman kavrayabilecektik.. Peygamberlerin sayısı yüz yirmi dört binden fazla, bunlardan üçyüz on üçü resuldür. Hepsi imanın altı şartını (yani Amentü'yü) kavimlerine bildirdiler, bunlara iman etmeye onları davet ettiler. Bunun içindir ki; bu peygamberlerin birini inkâr, hepsini inkâr demektir. Kur'ân-ı kerim, Nuh aleyhisselamın kavminin hâlini beyan buyururken; "Nuh kavmi peygamberleri yalanladı" ifadesi kullanılmaktadır. Hâlbuki o kavme Nuh aleyhisselamdan başka peygamber gönderilmemişti, yalnız onu inkâr etmişlerdi. Fakat onu inkâr bütün peygamberleri inkâr demekti... Bütün peygamberlerin aralarında ayrılık olmaksızın bildirdikleri