Hiç kimse, akıbetinin ne olacağını bilemez!

M. Said Arvas Hocadan Hatıralar... Rabbimizin rahmeti sonsuzdur. Ne kadar çok günâh işlesek de tövbe ederek, tövbenin şartları yerine gelirse hiç günâh işlememiş gibi oluruz. Hiçbir insan, akıbetinin ne olacağını bilemez, kendisini hangi sıkıntıların beklediğinden haberi yoktur. Bütün insanları dört yağma bekliyor: 1- Azrâil aleyhisselâm ve ona yardımcı olan melekler ruhumuzu yağmalayacak. Ölüm meleği ruhumuzu aldıktan sonra, salihlerin ruhunu rahmet meleklerine teslim eder. Kötü insanların ruhunu da azap meleklerine bırakır. Böylece her ruh lâyık olduğu yere varır. 2- Vârislerimiz, malımızı yağmalayacaklar. Malımız, ne kadar çok olursa olsun kefenden fazlasını beraber götüremeyiz. O da çürüyecek. Gece gündüz demeden çalışarak biriktirdiğimiz servetimize, belki de hiç sevmediğimiz birileri gelir konar, afiyetle yemeye başlar. Hesabını da bize sorarlar! Abdullah bin Ömer hazretleri bir adamı para sayarken görür ve ona sorar: "Saydığın para kimindir" O da kızarak der ki: "Kendi paramı sayıyorum." Buna şöyle cevap verir: "Elindeki paranın kime kısmet olacağı belli değildir. Ölürsün, vârislere kalır. Kaybedersin bulanın olur. Çaldırırsın başkalarına kalır..." Cebimizdeki para bizim olmayabilir. Allah için harcadığımız para bizimdir. O, ne çalınır, ne kaybolur, ne kokar ve ne de çürür. Emin bir yerde muhafaza edilir, en sıkıntılı günümüzde bize ulaşır... Emevi halifelerinden Süleyman bin Abdülmelik, zamanında yaşayan büyük âlim Ebu Hazım hazretlerine sorar: "Biz, ölümden niçin bu kadar çok korkuyoruz" O da şöyle cevap verir: "İki sebebi var. Birincisi, siz malınızı dünyada bıraktınız, Allah için harcamadınız! İnsanoğlu, yaratılışı gereği malını sever, ondan ayrılmak istemez. İkincisi,