3. Paşanın mahiyeti ve Burdur hatırası

Tek parti döneminin üç etkili-yetkili paşasından biridir, Fevzi Çakmak. Yaş (1876 doğumlu) ve rütbe (mareşal) bakımından Kemal Paşa ile İsmet Paşadan dahi ileridir. İnisiyatif kullanma ve karakter yönü itibariyle, ikisinin de gerisindedir.

Meselâ, en yüksek kademe olan mareşallik rütbesine sahip olmasına rağmen, Mustafa Kemal'in adeta emirber neferi gibidir. Onun hemen hiçbir sözünden dışarı çıkmaz; emirlerini aynen tatbik eder.

Kezâ, İsmet Paşanın II. Cumhurreisi olmasında da en büyük pay onundur.

Katliâmlı Dersim Fâciasındaki günah derecesine bakıldığında ise, Fevzi Paşanın tercihen birinci sıraya çıktığını görmek mümkün. Zira, Ekim 1937 İsmet Paşa siyasetin dışına itilmişken, Fevzi Paşa, katliamlı harekâtı başından sonuna kadar komuta etti. Harekat bittikten ve on binlerce vatandaş katledildikten sonra, hayatta kalan kız-erkek çocukların asimile edilmesini talep ile onların harekâta katılan subaylara birer-ikişer dağıtılmasını sağlayan kişi yine Fevzi Paşadır.

Üstad Bediüzzaman, Rumuzat-ı Semaniye (4. Remiz) isimli eserinde Fevzi Paşa'dan bahisle "...Zâhiren İslâmiyet tarafdârı ve bir derece îmân sâhibi olarak kendini gösteren; fakat, ehl-i îmân onun sûrî (gösterişli-riyakârane) diyânetine aldanıp, dizginleri öteki gaddârların eline verdiğinden..." söz eder.

Mustafa Sungur Ağabeyin hatıralarında ise, Hz. Bediüzzaman, 10 Nisan 1950'de ölen Fevzi Paşa için bir türlü "Allah rahmet etsin" diyemiyor.

Fevzi Paşa, İsmet Paşanın kurnazca manevrası sonucu emekliye sevk edilip askeriyenin başından diskalifiye edilmesinin ardından siyasete atıldı. Demokratların sayesinde Meclis'e girdiği halde, DP'ye en büyük kötülüğü yine kendisi yaptı. 1948'de kurulan Millet Partisi'nin fahri başkanı oldu. DP'den transfer ettiği mebuslarla Meclis'te MP'ye grup kurdurdu. Demokratların önünü kesmeye çalıştı, ancak buna muvaffak olamadı. 1950'deki genel seçimlerden kısa bir süre önce öldü, gitti.

Fevzi Paşa ile ilgili yayınladığımız hemen her yazıdan sonra, şu mealdeki sorularla karşılaşıyoruz:

- Fevzi Paşa, 1926'da Burdur'a gittiğinde, valinin Said Nursî'den şikâyet etmesine mukabil olarak "Bediüzzaman'dan zarar gelmez. İlişmeyiniz, hürmet ediniz" diyor. Bu hususu nasıl yorumlamak lazım

Bu mealdeki soruya mukabil olarak, aşağıda sıralayacağımız hususlar, aynı zamanda cevapları da içinde barındırıyor olacak.

Fevzi Paşa, o sözü sarf ettiği 1926 senesinde Bediüzzaman Hazretleri de Burdur'da idi. Paşa, onunla görüşmedi ve ziyaret etme tenezzülünde bulunmadı. Daha sonraki yıllarda da (24 yıl boyunca) hiç ziyaret etmedi. Hiç lehinde konuşmadı. Yapılan zulümlere, içkencelere, kötülüklere sadece seyirci kaldı.

Paşa, o sözü söyledi, lâkin devamını getirmedi. Üstad Bediüzzaman'a hayatı boyunca hiçbir faydası dokunmadı. Siyaseten zararı dokundu. Said Nursî'nin Demokratları desteklemesine mukabil, Paşa, onların karşısına Milletçileri dikti.

Fevzi Paşa, şayet samimi bir dost olsaydı, iyilik namına bir eseri, bir işareti görülecekti. 27 sene süren eşedd-i zulüm ve istibdat dönemi, onun süngüsüne yaslanılarak uygulandı.