Zamanın altın diliminde altın vuruşlar

İnsanın en kıymetli, en değerli sermayesi, ömrünün saniyelerden, dakikalardan, günlerden, haftalardan, aylardan ve nihayet yıllardan oluşan zamanıdır. Ebede ve ebediyete nispeten bir gün hatta ondan da az bu sınırlı zaman dilimi, sonsuz ahiret alemini kazanmamız için verilmiştir. Kazanmanın yolu da yine bize bu ömrü veren Zat tarafındantarif ve talim edilmiştir. Bu yolun adı dindir. Dinin adı da İslam'dır. Cenab-ı Hak, rahmetinin bir eseri olarak bize bahşettiği ömür günlerinin içine, kendisinin atfettiği değerle değerlenen günler, aylar koymuştur. Bugünleri ve ayları O'nun istediği doğrultuda değerlendirenleri ödüllendireceğini vaad etmiş; ödüllendirme keyfiyetinin önünü ise açık bırakmıştır. İşte o değerli aylardan birini, Recep ayını idrak etmiş bulunuyoruz. Bereketi sonsuz, kıymeti sınırsız bu aydan istifade etmek, onu Rabbimizin istediği doğrultuda değerlendirmemize bağlıdır. Farzları yapmak, büyük günahlardan uzak durmak bu değerlendirmelerin ilk merhalesidir. Oruç, Recep ayına ayrı bir boyut kazandırır. Evrad ü ezkar, onu süsler, zinetlendirir. Haramlara kapalı bir hayat yaşamak, gelen varidatı zayi etmemenin en önemli çaresidir. Yoksa, günlerce, aylarca çalışmanın semeresi harmanın bir kıvılcımla yanıp kül olması gibi, yapılan binlerce hayırlı iş, bir haramla yanar kül olur. İbadete riya karıştırmak, amel-i salihi gösteriş olsun diye işlemekçok önemli bir müflislik göstergesidir.