Tevrat'ı heveslerine göre tahrif ede ede tapu kadastro siciline döndüren Yahudiler, kendi uydurdukları kehanete, kendileri bile inanmadıkları halde bütün insanlığın inanmasını bekliyorlar.
Önce Yahudi Siyonizm'i bu yalan kehanetlerin cazibesine kapıldı; ardından bir adı da Evanjelizm olan Hristiyan Siyonizm'i daha büyük yalanların cazibesine sürüklendi. Birisi, "arz-ı mevuud"da Büyük İsrail Devleti kuracağını sandı. Diğeri, Globalizm adı altında bütün dünyayı tek devlet haline getireceği rüyasına yattı.
Önce, dünyadaki bütün Yahudiler, Filistin'e geri dönecekler ve kendilerine ait toprağı olan bir devlet kuracaklarmış
Ardından Kudüs başkent yapılacakmış
Üçüncü aşamada, Mescid-i Aksa yıkılarak yerine Süleyman Tapınağı inşa edilecekmiş
Dördüncü aşamada sıra İncil'in bütün insanlara kabul ettirilmesi geliyormuş
Beşinci sırada Tribülasyon, yani büyük kargaşa dönemi varmış
Altıncı sırada ise Armageddon, yani kıyamet savaşı bulunuyormuş
Yedinci aşamada ise, Hristiyanlar semaya yükseltilecekmiş
Bütün bunlar, değil uydurma, Tevrat, Zebur veya İncil'in sarih ayetleri bile olsalardı, yine bizim için hiçbir hükmü olmazdı. Çünkü Kur'an'dan tasdik almayan geçmiş kitapların bütün ayetleri, hükümleri bizim için mensuhtur, yani yok hükmündedir.
İçi boşaltılmış Hristiyanlık demek olan Evanjelizm, tamamen Yahudi kontrolünde bir mezheptir ve Yahudi'den daha Yahudi bir taşkın Yahudi sempatisinin bütün dünyaya yaygınlaştırılması aracıdır. Türkiye'de FETÖ ne ise Amerika'da Evenjelizm odur.
Başkanlık dahil bütün Amerika siyasetine hakim güç Evenajalistlerdir; Amerika onların güdümünde bir robot durumundadır.
Evanjelisler ile Yahudi Siyonistlerinin fasl-ı müşterekleri, ikisinin de Yahudi kaynaklı olmasıdır ve bir de ortak düşmanda birleşen bir dostluğa sahip olmalarıdır. Bu ortak düşman ise kuşkusuz teker teker her bir Müslümandır. Onlara göre haşa, Peygamberimiz başta olmak üzere her bir Müslüman teröristtir ve dünya onlardan tamamen temizlenmelidir.
İsrail Devletinin kurulması, Evanjelistler açısından siyasi küresel dünya hakimiyetinin kutsal referanslı bir başlangıcı anlamını taşıması bakımından çok önemlidir. Çünkü onlara göre Kıyamet Savaşı olmadan bu hakimiyetin olması imkansızdır. Kıyamet Savaşının olması ise İsrail Devletinin kurulması şartına bağlıdır.
İsrail bu konuda, Yahudi kökenli Kürtleri ve Abdullah b. Sebe isimli bir Yahudi'nin sistemleştirdiği Şia yapılanmasını da yanına almış bulunuyor. Hem Barzani'nin hem de İran'ın misyonu İsrail'e alan açmaktan ibarettir. Birindeki etnik, diğerindeki teolojik irtibat asla göz ardı edilmemesi gereken stratejik öneme sahip konulardandır. Bu arada aynı gayeye hizmet eden PKK ve FETÖ de sürekli gözetim altında bulundurulmalıdır.