Kahramanlık aşkın haldir, korkaklar anlayamazlar

Kahramanlık aklın durduğu, hayalin donduğu yerde başlar. Hiçbir kahramanlık akılla, mantıkla tartılmaz. Kahramanlık akıl üstü bir vakıadır da ondan.Kur'an bize bir ölçü verir: "Allah'a kavuşacağını umanlar ise şöyle dediler: Nice az topluluk vardır ki, Allah'ın izniyle sayıca daha çok toplulukları yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir." ( Bakara, 249)

Şehit olarak ölmek arzusu, öyle bir manevi güç kaynağıdır ki, onun püskürtemeyeceği hiçbir maddi güç yoktur. Bu arzu, ölümü tutku haline getirir. Başkası ölümden kaçarken onlar ölümü kovalar. Yakaladıklarında da ömürlerinin en büyük vuslatını yaşarlar.

Dostlarımdan biri bir hatırasını anlatmıştı: Bosna'da gönüllü olarak savaşan biri Türk, diğeri Arap iki mücahit, düşmanın kurşunlarına hedef olmamak için sipere yatarlar. Bir ara silah sesleri susar. Arap mücahit siperden başını kaldırarak hücuma geçmek ister. Arkadaşı onu tutarak tekrar sipere çeker. Tam o sırada başlarının üstünden vızır vızır kuşunlar geçmeye başlar. Arap mücahit mutlak bir ölümden kurtulmuştur. Kendisini kurtaran arkadaşına şiddetli bir tokat vurur. Türk mücahit niye vurduğunu sorunca da: Ötelerden gelen cennet kokusunu duydum. Tam, işte şehitlik için bit fırsat, diyerek hücuma geçecektim ki, sen beni geri çektin. Beni şehit olmaktan mahrum ettin, der.

Kıbrıs'ta, gazi bir Türk askerinin hatırasını da Rauf Denktaş şöyle anlatmıştı: Hastanede yaralı gazilerimizi ziyaret ediyordum. Bir askerimizin hıçkıra hıçkıra ağladığını duydum. Önce gidip onu teselli edeyim, dedim. Ne dedimse teselli edemedim. Bana üzerindeki battaniyeyi kaldırarak ayaklarını gösterdi. Kesik ayaklarını görünce içim burkuldu. Ne diyeceğimi, ne söyleyeceğimi bilemedim. "Ayaklarını kaybettiğin için çok mu üzgünsün" Diye sordum. Verdiği cevabı duyunca artık ağlamak bana düştü. Bu kahraman Mehmetçik aynen şöyle demişti: Ayaklarımı kaybettiğim için değil, artık savaşamayacağım için üzülüyorum, günlerdir onun için gözyaşı döküyorum.

Filistinli kardeşlerimiz yıllardır kahramanlık destanları yazıyor. Güç dengesinin olmadığını en az onlar da bizim kadar biliyor. Bir farkla ki, kahramanlığın sadece stratejik akılla gerçekleşmeyeceğini de biliyorlar. Onun için de aklı aşan hamlelerle düşmanı sarsmanın, ırgalamanın, fırsat bulurlarsa imha etmenin bütün çarelerine başvuruyorlar. Bugün olmasa da bir gün bu fırsatı yakalayacaklarına da aksine zerre kadar ihtimal vermeden inanıyor, iman ediyorlar.

Hamas'ın, İsrail'e karşı 7 Ekim 2023 tarihinde İzzeddin el Kassam tugayı eliyle gerçekleştirdiği Aksa Tufanı hamlesini ben bu perspektiften değerlendiriyor, yakın sonuç ne olursa olsun bu hamlenin, İsrail'in bitişine önemli bir başlangıç, Müslümanlar adına son zafere atılmış müstesna bir adım olarak tarihe geçtiğine inanıyorum.

"Bizim için cihat edenleri, mutlaka bizim yollarımıza yönlendiririz. Kuşkusuz Allah iyilik yapanlarla beraberdir" (Ankebut, 69). Hamas'ın bu başarısının asıl kaynağı bu ayette anlatılan gerçektir. Onlar Allah için cihat etmişler, Allah da onları başarıya götüren yola yönlendirmiştir. Bu başarıyı bulandırmaya yönelik her türlü yorum, her türlü maksatlı ya da maksatsız anlatım şekli bizim ancak reddimizin muhatabıdır. Bu onurlu direniş bir gün mutlaka kalıcı bir zafere dönüşecek, İsrail işgal ettiği bütün yerlerden sökülüp atılacaktır.