Bunca olumsuzluklara rağmen

Bunca absürt muhalefete, bunca iç-dış ihanete rağmen Cumhur İttifakı tarihi nitelikte destanlar yazmaya devam ediyor. Dünya nüfusunu bir milyara indirmeye kararlı ve bu meşum gaye uğruna insanları kısırlaştırma, öldürme, çeşitli bulaşıcı hastalıklara maruz bırakma gibi her türlü melaneti yapmaya yeminli Küreselcilerin, pek çok ulus devleti dize getirdiği, kendi buyruğuna aldığı günümüzde dünya çapında gelişen kaotik ortamdan en az hasarla kurtulabilen ve attığı ekonomik, teknolojik ve politik bağımsızlık hamleleriyle başarılarını taçlandıran bir ülke olmanın onur ve kıvancını Cumhur İttifakının yazdığı bu destanlara borçluyuz. Müjdesi verilen doğalgaz rezervlerinin ve maaşlara yapılan astronomik zamların devlete olan güveni olumlu yönde etkilediği bir gerçektir. Bu güvenin, önümüzdeki genel seçimde Cumhur İttifakı lehinde oya dönüşeceği de kuşkusuzdur. Ne ki, Cumhur İttifakı, yaptığı bütün icraatını oy endişesiyle değil, milletin refah ve selameti adına yapılması gerektiği için yapmakta ve temel hizmet felsefesinde geleceğimizi garantiye almaktan öte bir beklentiye yer vermemektedir. Bizim yaptığımız da bu doğru, bu isabetli hizmet felsefesini akamete uğratacak, süreklilik isteyen bu icraata kesinti yaşatacak tercihlere karşı milletimizi uyarmak, tehlikeli tercihlerden sakındırmaktır. "Şerefül mekan bilmekin" diye eski bir sözümüz vardır. Yani bir yerin, bir makamın şerefi orada oturana göredir. Esas mesele, makamla büyümek değil, bulunulan makamı büyütmektir. Nitekim, Recep Tayyip Erdoğan'ın öncesinde sonrasında nice kişiler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmışlar, fakat, sıradanlıktan ne kendilerini ne de işgal ettikleri makamı kurtaramamışlardır. Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı makamları için de aynı şeyleri söylemek mümkündür. Farzı muhal çerçevesinde bile olsa mesela Kemal Kılıçdaroğlu'nu veya altılı masal masanın diğer müdavimlerinden birini Külliyedeki makamda bir düşünün, düşüşün dibe nasıl