NATO Afganistan'dan çıkmasın, Ukrayna'ya yanaşmasın

Çok değil iki sene önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Rossiya-1'e verdiği bir beyanatta, "Afganistan'daki Amerikan askeri varlığının tüm bölge güvenliği açısından olumlu ve faydalı" olduğunu detaylı bir biçimde izah ediyordu. Bu çerçevede Putin BMGK'da olumlu oy kullandıklarının altını çiziyor ve şöyle devam ediyordu: "ABD askerlerinin çekilmeye hazırlandığını duyduğumda bunun fazla sayıda risk yaratacağını da düşündüm. ABD'nin çekilmesi nedeniyle bölgedeki istikrarı devam ettirmek ve riskleri kontrol altında tutmak adına Rusya olarak biz daha fazla harcama yapmak durumunda kalacağız." Ardından iki ülke istihbarat servislerinin Afganistan ve Suriye'de ileri düzeyde işbirliği yaptıklarına dair bazı örnekler vererek bunun operasyonel boyutlara da taşındığını ifade ediyordu. Dünya Batı'nın Çelişkilerinden mi İbaret Afganistan'da bütün bölgenin istikrarına hizmet ettiğini iddia edip destek verdikleri NATO orduları ve silahları Ukrayna'ya, Gürcistan'a doğru yaklaştığında Rusya açısından yakın tehdide dönüşmüş, beka kaygısı tavan yapmıştı. Amerika ve Avrupa açısından da Suriye'de önü alabildiğine açtıkları, hemen hiçbir yıkım ve katliamını kınanmadıkları, yaptırıma maruz bırakmadıkları Rusya için bu kez Ukrayna'ya girdiğine gireceğine pişman edecek bir pozisyon alınmıştı. İki ayrı müdahaleyle Osetya ve Abhazya'yı Gürcistan'dan koparırken, Kırım'ı işgal ve ilhakına paralel olarak Donetsk ve Luhanks'ı da terörize edip Ukrayna'yı parçalarken tepkisiz kalan Amerika ve Avrupa tablosunun Rusya için fazlasıyla cesaret verici olduğu aşikârdı. Putin liderliğindeki Rusya Suriye ve Libya'ya da uzanan bir dizi hamleyle sıcak denizlerde üsler inşa ederek sadece Sovyetik hegemonyayı değil Çarlık Rusyası'nı da ayağa kaldırmaya girişmişti artık. Amerika ve Avrupa'nın, NATO ve BM'nin zulüm ve riyakârlıkları saymakla bitmez. Geçmişten