Yine terör siyaseti

Taksim bombası, olayın sorumlusu olarak Kobani'nin gösterilmesi, ardından Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'a yapılan hava bombardımanları, karşılığında Karkamış ve Öncüpınar'ın füze ve roket saldırılarına hedef olması, hava akınlarından sonra kara harekâtının telaffuz edilmesi, gündemi bir defa daha teröre ve operasyonlara çevirdi.Ne zamandır devam eden ve verilen şehit sayısını artık takip edemez hale geldiğimiz Pençe-Kilit operasyonundan, 48 saatte 7 şehit haberinin daha gelmesi işi iyice gerdi. Terör öne çık(arıl)ınca, iktidar ortakları yakın zaman önce anayasada yapmak istedikleri değişikliğe desteğini talep için kapısını çaldıkları HDP'ye yine taarruza başladılar. HDP ziyaretini "son derece doğal" bulmuş olan iktidar ortağı, AYM'ye "Kapatmak için daha neyi bekliyorsunuz" diye ayar çekti. AKP Genel Başkanı da "Karkamış'ta teröristlerin attığı roketle can veren evladımızın kanını sandıkta bırakmayın" çağrısı yaptı. Bu mesajla gösterilen adresin sahibi HDP ise, Taksim bombasının da, Karkamış ve Öncüpınar saldırılarının da sorumlusu olmakla suçlanan YPG'yi savunan bir açıklama yaptı. Türkiye açısından işi daha da zorlaştıran, PYD-YPG'nin, uluslararası aktörler tarafından da "terör örgütü" olarak görülmemesi. Dahası, tam tersine özellikle ABD ve Rusya'nın bu örgütü "partner" olarak kabul edip onunla müşterek çalışmalar yürütmeleri. Türkiye'nin bu örgüt için yaptığı "PKK'nın Suriye